6 Ocak 2014 Pazartesi

ANNELERİN YARATTIĞI TRAVMALAR

Uzun zamandır farklı farklı sorunları nedeniyle psikolojik yardım alan bir arkadaşım, en son oturumlarda tüm sorunlarının kaynağının annesi olduğunu keşfettiklerini söyledi. Arkadaşımın annesi ile ilişkisinde, annesi istiyor diye yapmak istemediği pek çok şeyi yapmak durumunda kaldığına, akraba günleri gibi gitmek istemediği pek çok yere gittiğine bizzat şahidim. Hatta, üniversite mezunu, meslek sahibi arkadaşım, boşandıktan sonra çocuğuyla birlikte  annesi istiyor diye onun bulunduğu şehre taşınmış ve ayrı evlerde yaşayabilmek için de mücadele vermek zorunda kalmış. 

Arkadaşımın, psikolojik danışma oturumlarından yaşadığı travmaların tüm kaynağının annesi olduğu çıkarımına ulaşması ile şarkıcı Demet Akalın'ın annesi ile ilgili söylediklerini okumam, aynı döneme denk geldi. Akalın, küçükken annesinin kendisinin üstünde sigara söndürdüğünü söylemiş, gazetecilere göre (sanki bu eylemi kendi yapmış gibi!) itiraf etmiş. 

Demet Akalın'ın kolay arıza çıkarabilen, herkesle kavgalı ama bir yandan da erkeği dominant görme eğilimi ve geyşa ruhu, bana hep  sağlıksız bir ruh halinin işaretçileri gibi gelmiştir (Kişisel değil mesleki bir yargı bu aslında!). Demek ki arkasında, anne ile yaşanan bu şiddet dolu ilişki varmış. Babasını erken yaşta kaybetmek, mutlaka bir başka etken ama baba sevgisini tolere etmeye çalışması gereken anne, üstünüzde sigara söndürünce çok da sağlıklı bir yetişkin olunamıyor maalesef. 

Arkadaşım, Demet Akalın ile kıyaslandığında munis bir karakter sayılır, onun kadar kavgacı değildir ama hayır demekte zorlanır, ruh hali salınımlardadır, kolay dibe vurur. O, babasını daha geç yaşta kaybetmiş ve bir keresinde, babasının anne ile arasında tampon rolde olabildiğinden bahsetmişti. Arızalarının, Demet Akalın'a göre az olmasının nedenlerinden biri belki de bu. 

Çocuk yetiştirmek için ehil olmamız, ehliyet koşulu vs. yok belki ama bu işin yanlış kaldırır yanı da yok. Annelerin anlık öfkeleri, hezeyanları, kişiliklerindeki törpülenmesi gereken yönleri; sadece kendi çocuklarını değil onlardan sonra gelen her kuşağı etkiliyor. Sonra arkadaşım gibi bilinçliler ve imkan bulabilenler, bir yolunu bulup profesyonel yardım alıp travmaların getirdiği yaraları sarmak için mesai harcamak zorunda kalıyor. Diğer grup ise, yaşadıklarının travma olduğunun bile farkında olamadan göçüp gidiyor, arızalarını  sonraki kuşaklara da taşıyarak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder