15 Nisan 2023 Cumartesi

YUVA

Ekşi Sözlük, Kızılcık Şerbeti, hoşlarına gitmeyen ne varsa yasaaaakkk bir ülkede yutkuna yutkuna yaşarken, güzel şeyler de oluyor, olduruluyor çevremizde. Daha çok  olumluya odaklanıp gündeme dalmama gayreti içinde, geçen ay My House ünitesi kapsamında, aile katılımlı  sokak hayvanları için ev yapımı projesi organize ettim 3.sınıflarla. 

Havalar kötü gidiyordu, evde ya da bahçesinde hayvan besleyenlerin kendilerinin de kullanabileceği, ıslanmayan ve soğuktan koruyan evler yapacaklardı. Eldeki malzemeyle, para harcamadan, bakkaldan falan alınan kartonlarla, evdeki çöp poşetleriyle yaratıcılıklarını kullanacakları evler. 

Ara tatile deprem sonrası 2 hafta da eklenince, 1 ayda birkaç fire dışında bireysel ya da grupla yapılan bir sürü ev çıktı ortaya. Emek veren çocuklar ve ailelerine sertifika hazırladım. 

Okulun ortaokul kısmında Fen Bilgisi (şimdiki adıyla Fen Bilimleri) öğretmenimizden de, üç boyutlu yazıcı ile madalya hazırlanmasını rica ettim. Her çocuk için hazırlamak uzun süreceği için belli bir sayıda yapabildi. Başka okullardan ve şehirlerden öğretmen arkadaşlarım ile çocukların oyları ile madalya sahiplerini de belirledik, herkese veremeyince içim gitti, kurabiye yapıp 2 sınıfa da dağıtıp telafi etmeye çalıştım durumu, bir de zaten sertifika vardı önceden hepsine verilen. İçim rahat etmeyince, daha çok madalya bastık. 

Evleri sergileyip övgü alınca mutlu oldular. Üstüne, okuldan talep de geldi bahçeye koymak için. Hayvan sevmeyen ve okul bahçesinde ve son zamanlarda içeride de dolanan hayvanlara sinir olan öğretmenlerden bir kısmı sinir oldu evlerin yapılmış olmasına ve okulun istemesine. Zaten çocuklar da, kıyıp da veremediler evlerini, mahallede komşusunun ya da  kendi bahçesine koyup kullanıma açtılar. Yoldan gecerken gördüm hatta.  

Günün birinde, 1 gün önce 2lerle dersimde sınıfa sığınan, yemek vaadiyle bile dışarı çıkmayan ve hatta dersin sonunda sıraya kurulup ders dinleyen hamile kedi -okula sığınmış bir sürü kediden biri- öğretmenler odasında çöp kutusunu mesken edinip yavrulayınca bizim evler iyice cazip oldu. Kantin görevlisinin kızının hazırda bekleyen evi,  ona ve yavrularına yuva oldu. 

Okulun hizmetlisi, evine götürmeden önce okulda bir süre bakacağını ve bu evi hizmetli  odasında tutacağını söyleyince, sahiplenilmiş de oldu anne ve yavrular. Yeni yuvalarına gitmeden önce, öğrenciler bizim odaya meraktan girmeye başlayınca, her öğretmen sınıfını sırayla getirmeye karar verdi. 3ler, işe yaramanın gururuyla girdi sıraya :)



12 Nisan 2023 Çarşamba

OYUN

Uzun zamandır bu sayfalarda çok da keyifli şeylerden bahsetmeyip hastalık, salgın, deprem, ölüm, vs. bir girdaba girdiğimin farkındayım. Yazılara fotoğraf eklemeyi bile bırakmışım uzun zamandır. 

Tatillerle, yakın ya da uzak gezilerle, sosyal etkinliklerle (biraz da küçük şehrin laneti yüzünden bu son durum) beslenemiyorum, gıdasız kalmış gibi hissediyorum çoğu zaman. Neyse ki, ailem var, işim var ve iyi ki bu yaş grubuyla çalışma dönemine geldi bu dönem. Müzik, dans, oyun, boyama, çocuk dünyasında ne varsa derste kullanmak dengeyi kurmaya yarıyor ruhumda. Şu dönemde, ergenlerle çalışsam halim ne olurdu acep? 

Yeğenim, ufaktan erinlik kapılarını tırmalarken, ergen olunca yastık savaşlarına ara verir ya da sonlandırır kaygısını örtbas ediyor biraz da okuldaki vur patlasın çal oynasın ders ortamımız:)  Bilim Kurulu'nun mevsimsel ağır grip adını vermeye karar verdiği korona ve influenza yüzünden hastanelik olmuş tanıdıklar varken, eve hastalık getirme endişesi ile hala maskeyle okula gidiyorum (Ayy yine yazdım;) Maskeli bir animatör diyelim okuldaki halime ama çocuklardan çok bana iyi geliyor sanki bu durum. 

G.'nin ölümünden 5 hafta önce, hastaneye yattığı günün yıl dönümü bugün. Onu hüzünle anmak yerine, bugün bir tv sohbetinde Buket Uzuner'in dediği gibi kaybettiklerimizle geçirilen zamana ve biriktirilen anılara odaklanmak istiyorum. Neşeli sesini ve " Di mi?!" deyişini kulağımda hissederek. Düşe kalka da olsa, yaşayanlar için oyun devam ediyor çünkü.