24 Ağustos 2020 Pazartesi

OKULDA İLK GÜN: MASAL BALONU SÖNERKEN

Bugün seminer dönemi ile yüz yüze eğitime başladık. Arada ne keyifli, ne sıkıcı konular vardı yazacak ama elim gitmedi. Bu keyifli(?) konuda yazamadan edemedim. Maskeli, dezenfektanlı hijyen kitleri, girişte ateş ölçerler, temiz sınıflar, uygun sosyal mesafe. Masallar masallar... 

Astım son anda kronik hastalıklar listesinden çıkmıştı, idari izne tabi değildim yani. Maskeli o kadar saat nasıl duracağımın endişesiyle doluydum yol boyu. Girişte, "Yürüdüm, ateşim var sanılabilir güneşten" falan diye kafamdan geçire geçire adım attım okula. Hak getire! Arkaya itilen sandalyeler, sosyal mesafe sayılmış. El yıkamak için gittiğiniz tuvalette peçete yok. 

İlkokul ve ortaokul aynı binadayız, bari toplantıda ayrı olalim diye boş bir sınıfa girdik. Elimizi attığımız sırada toza bulandık, sınıf değiştirdik belki bu temizlenememiştir diye, durum yine aynı. Ayıp olmasın diye fotoğraf da çekemedim ama toz bezine beş parmak resmi düşünün. İş başa düştü diye herkes oturacağı sırayı sildi. 

Önce bakan, sonra yeni müdürümüz seminer sonrası da 3 hafta boyunca okullarda olacağımızı müjdeledi :(  Filyasyonda görev alıp karantinada olanları kontrol.edebilirmişiz. Bir nevi bekçilik işi kakalandı yani öğretmenlere. 

Bir de perşembe günü, başka bir okulda zümre başkanları toplantısı yapacağımız netleşti. Acayip düşünmüş bakanımız bizi, okulumuzda sıkılırız diye dolaştırıyor, tatile çıkamadık, gezdiriyor, sağolsun!

Vaka sayısı,  1ken kapatılan okullar, " Öğretmenler yatıyor." diyenleri mutlu etmek için bu koşullarda sayı yine fırlamışken  açılıyor. Buralara uzun süre uğramayıp yazmazsam,  bu kez bilin ki elim gitmediğinden  değil, mecalim olmadığından olabilir çünkü bu koşullarda korona kapmadan atlatan acayip şanslı!