26 Mart 2022 Cumartesi

KARANLIKTA VE SESSİZLİKTE DİYALOG

Karanlıkta Diyalog ile Sessizlikte Diyalog, bugün ilk kez karşılaştığım ve geç keşfettiğime utandığım iki konsept. Youtube'da ayrımcılık ile ilgili bir video izlerken, Kenyalı Joel Moriasi'nin kanalında denk geldim bu müze tarzına. Kendisi, siyahi (Afro-Amerikan da denemez çünkü Kenya, coğrafi olarak uymuyor! Siyahi de, renk belirtiyor, ayrımcılık riski var) olduğu için yaşadığı bazı nahoş durumlardan da bahsediyor kanalında.

Gelelim müzeyeeee! Görme ve işitme engelliler ile empati kurmanın, karanlıkta herkesin eşit olduğunu vurgulayan derdiyle kurulmuş bir müze. Gayrettepe Metro İstasyon'unda. Önceden yürüme mesafesindeymiş son oturduğum ev ama müze kurulmamış o dönem.

Engelliler Haftası kutlamaları konusunda görevliyim bu yıl ve İstanbul'da yaşasak kesin oraya gezi düzenlemek isterdim. Sadece Çanakkale ve Ankara gezilerine onay var ve öğrenciler ile gitmek hayal. Yeğenimle görebilmeyi çok isterim ama. Küçük şehre sinir oldum yine durduk yere, iyi mi? 😀

15 Mart 2022 Salı

SMA KUMBARASI

Okulda bir öğretmenimiz SMA gönüllüsü. Şu anda yayınları takip etmek ve arada paylaşım yapmak dışında bir faaliyet yok. Bu yüzden, burada bazı lokanta ve kafelerde gördüğüm kumbaralardan bahsettim ona. 

Valilik onaylı kumbaralar, kasa yanına konuyor ve isteyen müşteri para öderken katkıda bulunuyor kampanyalara. Bunları konuşup bazı yerlerle bağlantı kurmaya çalışırken, " Güvenli bir yere konulsa da, çalınmasa!" dedi. Üstüne çikolata kutusu konulup korunmaya alınan kumbara görmüştüm ama alıp da götürüldüğü aklıma gelmemişti. Hala saf bir yanım var hayata karşı!

Eve gelince, arama motoruna  "SMA kumbarası" yazıp kafelerle bağlantı kurmanın başka yolları da var mı diye ararken karşıma sürekli çalınan SMA bağış kumbarası haberi çıktı.  Damlaya damlaya göl olması için zaman ve kiloyla yarışan ailelerin umudunu da çalan bir sürü vicdansızla yüzleşirken bir kez daha utandım insanlıktan 😞 



12 Mart 2022 Cumartesi

1987 KIŞI: RETRO

1987 kışını hatırlayanlar parmak kaldırsın! Karın bacak boyumuzda olduğu, okulların  tatil edildiği o efsanevi kış. Hakkında şarkı bile var, o dönemin çocukları gibi mutlu olmayı temenni eden. 

Aybar etkisi ile,  hava 1987 kışı gibi olacak diye bir beklenti vardı burada da bu hafta. Pamuk gibi yağdı  çabucak eridi, yine yağdı, yine eridi ama adı yetti ve 10 Mart'ta kar tatili oldu.  Malum merdivenli ve yokuşlu şehir. 

Acayip nostalji yaptım o gün. (Ergen ağzından kalma: Nostalji  yapmak.) İkinci kez abla olduğum o kışa geri döndüm. Kar tatili, doğum heyecanı, tek kanallı dönemde Salı günleri izlediğimiz Yavru Kuş dizisini bebek sesi eşliğinde yine izleme azni 😀 Annem, gece yarısı evde doğum yapmış, sabah da kardeşimle beni kantar almaya halama göndermişlerdi. Yürüme mesafesi olarak kısacık yol, karda bata çıka uzamıştı. 

Bazen şakayla karışık o soğukta yola koyulmaya laf da söylerim annemlere. Aynı yaşlardaki yeğenimi, bugün olsa karda bir yere yollamaz mesela. Keza zamane çocukları yan sokaktaki evleri için servisle gidip geliyor okula. Neyse konuyu dağıtmadan, 35 yıl öncesinin havasına bu kez hiç kara batıp çıkmadan, evde yayılarak, okuyarak, yazarak, dinleyerek tanıklık ettim. Karla bu mesafeyi seviyorum.



6 Mart 2022 Pazar

BOYKOT

Körfez Savaşı'nı televizyondan izlemek durumunda kalan bir kuşağın mensubu olarak, Milenyum'da savaşların bilim, teknoloji ve akıl dolu olacağını, sıcak çatışmaların yok olacağını hayal ederdim. Z kuşağının dilinden, bu günkü durumumuz:Hayaller... Hayatlar... 😞

Savaşın galibi yok, savaş şöyle böyle dememiz nafile çünkü birileri canı istiyor ya da gaza geldi diye savaşıp duracak, biz de şahit olup derdimize dert ekleyeceğiz. Azıcık duyarlı olan herkes, din, ırk ve coğrafya gözetmeden savaşın mağdurları ile gönül birliği yapacak. Bir kısımsa, sadece  'Ukraynalı kadın mülteciler'e kucak açacak!

Savaş sınırları dışındaki ülkelerde de, savaş boykotları da yine,  İtalya'ya kızıp Roma Hukuku kitabı yakma zekasında devam edecek görünüyor. Tolstoy, Dostoyevski gibi yazarların kitaplarının müfredattan çıkarılması, Rus bestecilerin eserlerinin repertuvarlarda yer almaması gibi akla ziyan protestolar! Hadi şimdi yasakladınız, hafızalarda yer almasını, okunan romanlardan kalanları ne yapacaksınız? Hafızaları temizleyip boykot sona erince geri mi yükleyeceksiniz?

4 Mart 2022 Cuma

MASKE KİMSİN SEN?

 Saldım çayıra, Mevlam kayıra mantığıyla maske konusunda bir gevşeklik getirildi bu hafta.  Özdenetim abidesi halkımız(!), mesafe ve havalandırma yeterliyse kapalı alanda da maske takmayabileceğini öğrendi. Öyle havada bir tanım ki bizim ülkeye göre. 

Bugün, diş hastanesinde annemin uyardığı bir genç kız, hastaneler bu kapsam dışında olmasına rağmen, " Siz takıyorsunuz, yeterli!" diye bir savunma yaptı daha biraz önce. (Yine bir hastaneden bildiriyorum!) 

Dolmuşta falan zaten tek cam açılsa, yeterli havalandırma var deyip maskeyi indiren bir güruh olacak, okullarda hala maske zorunlu ama gel de ergenlere anlat! Daha katı kurallar varkn bile, " Öğretmenin maske tak derse  takma, şikayet ederim."diyen veli biliyorum ben. 

Bilal'e anlatır gibi tek tek  "Orada yasak, burada değil" diye tabela asılmadıkça insanların sağduyusuna kaldık. Açık havada maskeye devam edip bekliyorum sonucu.