Gündüz yağış devam ettiği için otobüs firması Pamukkale'yi arayıp seferlerin iptal olup olmadığını sorduğumda, olursa mesaj atacaklarını söylediler. Gece, iki tramvayla aktarmalı yol tepip neredeyse iki saat sonra terminale ulaştım. Yol kenarından yolcu almak, firmadan firmaya, şoförden şoföre değişiyor bu şehirde. Neyse, terminale ulaştığımda İstanbul seferleri hariç tüm seferlerin iptal edildiğini öğrendim. Tırıs tırıs geri dönme çabası, şehir içi otobüslerin gelmemesi ve saatlerce firmayı arayıp, bekleyip tam taksiye binecekken başka bir firmanın servis aracıyla tekrar terminale dönüp tekrar servisle eve dönmem... Sinir harbi yaşadım, ailemi endişelendirdim ve o günden beridir yorgunluğumu atamadım. FB sayfalarına ilgilerinden dolayı teşekkür eden bir mesaj attım, o günden beri habire arıyorlar:)
Ertesi gün başka ifrit olduğum bir firmayla (seçenek yok!) öğlen otobüsü ile yollarda dura kalka Zonguldak'a gittim. "Bu valizi bu şehirde açmayacağım." inadım yüzünden bilet alıp otobüslerin gittiği herhangi bir yere gitmeyi bile düşündüm. O kadar mahsur kalmış hissettim ki, sanki doğuda kar yolları tıkayınca hastaneye bile ulaşamayan yurdum insanı acınasılığı çöktü üstüme. Gerçi benimki mutlu sondu, eve vardım.
Yıllardır ilk defa yılbaşında evdeydim. Bizim için 1 Ocak, babamın doğum günü olduğu için hep özeldir.İyi ki var:)
Bu arada yaklaşan doğum günüm için, bana kalsa hiçbir zaman almam diye kardeşlerim ve eşleri akıllı telefon ve tablet karışımı bir aygıt da aldılar, Minnoş elleriyle verdi hediyemi:) Doğum günümde onlardan uzakta olacağım ama erken kutlama yapmış olduk.
Ben de uzun yillar sonra ilk defa ailemleydim, cok guzel gecti ama aynen senin gibi dusunuyorum eve nasil donecegim bu karda kista diye.. Hala isinlama makinasinin icadina dair bir inanc umut var bende ;)
YanıtlaSilSanırım sürekli uzakta yaşayanların hayalindeki icat ışınlanma:) Bekledik de gelmedi, umarım ömrümüz yeter:)Yolda kolay gelsin bu arada.
YanıtlaSil