ÖZEL GÜNLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ÖZEL GÜNLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Kasım 2016 Cumartesi

BLOG 3 DEMİŞKEN

Blogu açalı 3 yıl olmuş bugün. Ne zamandır bir şeyler yazmak niyetiyle açıp vazgeçtiğim, diğer blog yazılarını okumayı bile zaman zaman es geçtiğim günler geçirmişim. Yazmasam bile okumaktan vazgeçmezdim buraları. Belli bir nedeni de yok, genel bir rehavet havası hakim ruhumda.

Dün birden niye yazıyorum ki, kime ne ne yaşadığından, ne düşünüp ne hissettiğinden fikri doğdu içime.

Başladığın gün bitir kafası bir nevi. Sonra, yarım bırakmama saplantısı mı, huyu mu desem o galip geldi. Eskiden olduğu kadar katı ve net olmasam da, yarım bırakamamalarım.baskın çıktı. Ağır aksak da olsa yola devam yani!

BLOG 3 DEMİŞKEN

Blogu açalı 3 yıl olmuş bugün. Ne zamandır bir şeyler yazmak niyetiyle açıp vazgeçtiğim, diğer blog yazılarını okumayı bile zaman zaman es geçtiğim günler geçirmişim. Yazmasam bile okumaktan vazgeçmezdim buraları. Belli bir nedeni de yok, genel bir rehavet havası hakim ruhumda.

Dün birden niye yazıyorum ki, kime ne ne yaşadığından, ne düşünüp ne hissettiğinden fikri doğdu içime.

Başladığın gün bitir kafası bir nevi. Sonra, yarım bırakmama saplantısı mı, huyu mu desem o galip geldi. Eskiden olduğu kadar katı ve net olmasam da, yarım bırakamamalarım.baskın çıktı. Ağır aksak da olsa yola devam yani!

5 Ekim 2016 Çarşamba

BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI

Bağırsak mikrobiyotası.

Evreka! Nur topu gibi bir organımız oldu. Daha doğrusu varmış ama varlığından tıp dünyası yeni haberdar oldu. Diğer organlarımızdan farkı, anne karnında sahip olmadığımız, doğumdan sonra gelişen bir organ olmasıymış. Arızası, kalp krizi gibi hayati önem taşıyan rahatsızlıklara neden olduğu için çok önemli bulunuyor kendileri ve  Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, organın adının Sayın Bağırsak Mikrobiyotası olmasını öneriyor, o derece yani :)

Pluton'un gezegen olmadığı fikrine bile alışamamış bir bünye olarak bu değişikliğe bünyem henüz hazır değildi ama zaten var olana isim koyuldu bu kez. Olan yok sayılmadı. Ya "Kalp aslında bir organ değildir, yorgandır." denseydi! Peh!

BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI

Bağırsak mikrobiyotası.

Evreka! Nur topu gibi bir organımız oldu. Daha doğrusu varmış ama varlığından tıp dünyası yeni haberdar oldu. Diğer organlarımızdan farkı, anne karnında sahip olmadığımız, doğumdan sonra gelişen bir organ olmasıymış. Arızası, kalp krizi gibi hayati önem taşıyan rahatsızlıklara neden olduğu için çok önemli bulunuyor kendileri ve  Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, organın adının Sayın Bağırsak Mikrobiyotası olmasını öneriyor, o derece yani :)

Pluton'un gezegen olmadığı fikrine bile alışamamış bir bünye olarak bu değişikliğe bünyem henüz hazır değildi ama zaten var olana isim koyuldu bu kez. Olan yok sayılmadı. Ya "Kalp aslında bir organ değildir, yorgandır." denseydi! Peh!

23 Eylül 2016 Cuma

EKİNOKS

Eşitlik falan arıyoruz ya bazen hayatımız boyunca...

Olumlu bir açıdan bakarsak, gece ve
gündüz eşit bugün en azından


EKİNOKS

Eşitlik falan arıyoruz ya bazen hayatımız boyunca...

Olumlu bir açıdan bakarsak, gece ve
gündüz eşit bugün en azından


12 Eylül 2016 Pazartesi

" EN İYİ ARKADAŞIM SENSİN."

Bu akşam bunu Minnoş'tan duydum. Acayip bir mutluluk duydum. Sonra da kaygı.

Bir dahaki ay 4 olacak ufaklık ve yaşıtlarından sürekli görüştürüldüğü bir çocuk olmadı bugüne kadar. Kardeşim ve eşinin çalışma temposu, çocuklu ailelerle iş dışında sık bir araya gelme çabalarının olmayışı, bu yaşa kadar anne- babası işteyken bakım veren konumundaki annem ve babamın park dışında çocuklu bir çevre ve enerjilerinin olmayışı yetişkin dünyasında korunaklı bir dünya yarattı Minnoş'a. Ben bazen okula, benimle birlikte derse bile soktum idareden onayla ama onların da en küçüğü yine büyük kaçtı. Apartmandaki yaşıtları sayılabilecek çocuklar ise üç kardeşle kendi kendilerine büyüdü.  Ergen kuzeni dışında çocuk da yok ailede. Bizim kuzenler ve çocukları il dışında, onlarla çok sık görüşemiyor. Çevrede anne-babası dışında bizim sağlayacağımız bir çocuk grubu yok özetle.

Sırf yaşıtı olsun diye bir spor grubuna kattık, onda da kardeşim pes etti. Annelik tarzını eleştirdiğimizde de olmuyor, sussak da, sonuçta ben yaya olarak çift araçla kendim götüremeyeceğim için pes ettim
(Ehliyetim yok, o ayrı konu!).

Yani işin özü, ilişkimizin kalitesi açısından çok mıtluyum ama kaygılıyım da. Önümüzdeki hafta kreşe başlayacak ve ilk defa anneanne, dede, teyzeler, enişte ve ebeveyn zincirinin dışına çıkacak. Umarım örselenmez.

Herşeye rağmen yaşasın teyzelik :)

" EN İYİ ARKADAŞIM SENSİN."

Bu akşam bunu Minnoş'tan duydum. Acayip bir mutluluk duydum. Sonra da kaygı.

Bir dahaki ay 4 olacak ufaklık ve yaşıtlarından sürekli görüştürüldüğü bir çocuk olmadı bugüne kadar. Kardeşim ve eşinin çalışma temposu, çocuklu ailelerle iş dışında sık bir araya gelme çabalarının olmayışı, bu yaşa kadar anne- babası işteyken bakım veren konumundaki annem ve babamın park dışında çocuklu bir çevre ve enerjilerinin olmayışı yetişkin dünyasında korunaklı bir dünya yarattı Minnoş'a. Ben bazen okula, benimle birlikte derse bile soktum idareden onayla ama onların da en küçüğü yine büyük kaçtı. Apartmandaki yaşıtları sayılabilecek çocuklar ise üç kardeşle kendi kendilerine büyüdü.  Ergen kuzeni dışında çocuk da yok ailede. Bizim kuzenler ve çocukları il dışında, onlarla çok sık görüşemiyor. Çevrede anne-babası dışında bizim sağlayacağımız bir çocuk grubu yok özetle.

Sırf yaşıtı olsun diye bir spor grubuna kattık, onda da kardeşim pes etti. Annelik tarzını eleştirdiğimizde de olmuyor, sussak da, sonuçta ben yaya olarak çift araçla kendim götüremeyeceğim için pes ettim
(Ehliyetim yok, o ayrı konu!).

Yani işin özü, ilişkimizin kalitesi açısından çok mıtluyum ama kaygılıyım da. Önümüzdeki hafta kreşe başlayacak ve ilk defa anneanne, dede, teyzeler, enişte ve ebeveyn zincirinin dışına çıkacak. Umarım örselenmez.

Herşeye rağmen yaşasın teyzelik :)

BAYRAMLIK


Kötü haberlerin alınmadığı, sözde değil gerçekten bayram tadında günlerin yaşandığı bir bayram olsun. 12 Eylül'e denk gelse de, tarih tekerrür etmesin bugün. Tatili ve sevdikletimizi kavuştursun :) Karikatür tadında geçsin.



BAYRAMLIK


Kötü haberlerin alınmadığı, sözde değil gerçekten bayram tadında günlerin yaşandığı bir bayram olsun. 12 Eylül'e denk gelse de, tarih tekerrür etmesin bugün. Tatili ve sevdikletimizi kavuştursun :) Karikatür tadında geçsin.



4 Temmuz 2016 Pazartesi

SİYAH- BEYAZ- KARAELMAS

"... Siyah- beyaz film gibi biraz..."

Eskişehir'den buraya taşınalı tam bir yıl oldu bugün. Diğer taşınmalardan farkını biliyorsunuz, lise sonrası Zonguldak'ta yaşamamıştım. Bu, doğup büyüdüğüm şehre dönüş olduğu için milatlardan biri benim adıma. Ha ne kadar sürer bilmiyorum ama ailemin varlığı dışında da severmişim burasıyla ilgili bazı şeyleri, onu fark ettim
Karaelmas diyarına uygun olduğunu düşündüğüm bir fotoğraf çalışmamı koyuyorum bu yazıya. Bir de, madenlerin özelleştirilmesi girişimi ve biradaki nükleer santrallerin giderek artması içimi kararttığından karadır bu foto :(

Ekleme: İçimizin kararmadığı, renkli şeker görüntüsünde ve tadında bir bayram diliyorum.

SİYAH- BEYAZ- KARAELMAS

"... Siyah- beyaz film gibi biraz..."

Eskişehir'den buraya taşınalı tam bir yıl oldu bugün. Diğer taşınmalardan farkını biliyorsunuz, lise sonrası Zonguldak'ta yaşamamıştım. Bu, doğup büyüdüğüm şehre dönüş olduğu için milatlardan biri benim adıma. Ha ne kadar sürer bilmiyorum ama ailemin varlığı dışında da severmişim burasıyla ilgili bazı şeyleri, onu fark ettim
Karaelmas diyarına uygun olduğunu düşündüğüm bir fotoğraf çalışmamı koyuyorum bu yazıya. Bir de, madenlerin özelleştirilmesi girişimi ve biradaki nükleer santrallerin giderek artması içimi kararttığından karadır bu foto :(

Ekleme: İçimizin kararmadığı, renkli şeker görüntüsünde ve tadında bir bayram diliyorum.

25 Haziran 2016 Cumartesi

DÜNYA ABLALAR GÜNÜ

Günü olmayan kalmasın demişler ve "Dünya Ablalar Günü" diye bir gün de konduruvermişler yerküremize. Gecikmeli öğrendim, bunca yıllık ablayım, ruhum duymamış. Gaflet ve dalalet içinde yaşayıp gidiyormuşum.

Ne zamandan beri, kimin vesilesiyle kutlanır oldu bilmiyorum. Araştırdım ama bilgi bulamadım. Anneler Günü gibi acıklı bir çıkış noktası var mı bilmiyorum

Her halta bir gün verme merakına sinir olup abilerin de günü var mı diye merak ettim ve buldum:) İlla kutlarım diyene, 21 Haziran abiler, 24 Haziran ablalara ayrılmış.
21 Haziran, gün dönümünün yanısıra Zonguldak'ın da kurtuluş günü, eliniz değmişken onu da aradan çıkarın isterseniz:)

DÜNYA ABLALAR GÜNÜ

Günü olmayan kalmasın demişler ve "Dünya Ablalar Günü" diye bir gün de konduruvermişler yerküremize. Gecikmeli öğrendim, bunca yıllık ablayım, ruhum duymamış. Gaflet ve dalalet içinde yaşayıp gidiyormuşum.

Ne zamandan beri, kimin vesilesiyle kutlanır oldu bilmiyorum. Araştırdım ama bilgi bulamadım. Anneler Günü gibi acıklı bir çıkış noktası var mı bilmiyorum

Her halta bir gün verme merakına sinir olup abilerin de günü var mı diye merak ettim ve buldum:) İlla kutlarım diyene, 21 Haziran abiler, 24 Haziran ablalara ayrılmış.
21 Haziran, gün dönümünün yanısıra Zonguldak'ın da kurtuluş günü, eliniz değmişken onu da aradan çıkarın isterseniz:)

14 Mayıs 2016 Cumartesi

ŞOV DEVAM ETMELİ Mİ?

Bugün, cumhurbaşkanının kızı evlenecekmiş. Dün alınan şehit haberlerinden sonra düğün ertelenir beklentisi ile ilgili haberler okudum. Arap kralı ölünce, bizde de yas ilan edilmişti. Bu yüzden böyle bir beklenti var sanırım.

Olayın kişilerinden bağımsız olarak, ölümü takip eden izdivaçlar konusunda kafam karışık benim. Kuzenim, nişanı öncesi anneannesini, düğünü öncesi de babaannesi olan anneannemi kaybetti ve hiçbirini ertelemedi. Yakın çevremde başka örnekler de var ama en can alıcı örneğim bu oldu. Olayın resmi kısmına katıldım yani nikaha ama hoplayıp zıplamalı kısımlara çok yakın olmamıza rağmen katılmak içimden gelmedi. Ertelemesini ya da iptal etmesini de telkin etmedik hiçbirimiz çünkü aylar öncesinden yapılan hazırlıklar, ödenen paralar, bir de karşı tarafın beklentileri vardı ve en önemlisi gün onların günüydü.
Belki aynı durumu ben yaşasam, zaten nikah dışındakileri angarya gören biri olarak benim gibilere kolay ötelemek kolay da bu günü ömrü boyunca bekleyen de var.

Alın size bir muamma! Şov devam etmeli mi?

ŞOV DEVAM ETMELİ Mİ?

Bugün, cumhurbaşkanının kızı evlenecekmiş. Dün alınan şehit haberlerinden sonra düğün ertelenir beklentisi ile ilgili haberler okudum. Arap kralı ölünce, bizde de yas ilan edilmişti. Bu yüzden böyle bir beklenti var sanırım.

Olayın kişilerinden bağımsız olarak, ölümü takip eden izdivaçlar konusunda kafam karışık benim. Kuzenim, nişanı öncesi anneannesini, düğünü öncesi de babaannesi olan anneannemi kaybetti ve hiçbirini ertelemedi. Yakın çevremde başka örnekler de var ama en can alıcı örneğim bu oldu. Olayın resmi kısmına katıldım yani nikaha ama hoplayıp zıplamalı kısımlara çok yakın olmamıza rağmen katılmak içimden gelmedi. Ertelemesini ya da iptal etmesini de telkin etmedik hiçbirimiz çünkü aylar öncesinden yapılan hazırlıklar, ödenen paralar, bir de karşı tarafın beklentileri vardı ve en önemlisi gün onların günüydü.
Belki aynı durumu ben yaşasam, zaten nikah dışındakileri angarya gören biri olarak benim gibilere kolay ötelemek kolay da bu günü ömrü boyunca bekleyen de var.

Alın size bir muamma! Şov devam etmeli mi?

28 Nisan 2016 Perşembe

ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK

Kitap, fular ve kupa. 

Beni uzun süredir tanıyanların da, bu yeni okulda olduğu gibi yeni tanıyanların da kesişim kümesi bu üçlü. Hayatımın uzuuuun yıllara yayılan bir dilimimde yani yıllardır (mecburi okul yılbaşı çekilişleri hariç) bana hediye alanlar bu üçlüyü seçti genelde.

Deli gibi çay içtiğimden, belki fena bir okuyucu olmadığım izlenimi verdiğimden ve saat dışında sadece fular taktığımdan ipucu bulmak zor değil sanırım. Bu kadar öngörülebilir olmak neye alamet bilmiyorum. Ya çok tekrara düşen, sıkıcı ve sınırları keskin biriyim ya da çevremdekiler iyi bir gözlemci ve beni tanıyan bir cevre edinebilmişim. Bardağa dolu kısmından bakalım değil mi?

Bu arada Buket Uzuner'den Toprak, sevimli notlarıyla farklı yer ve zamanlarda kardeşim ve arkadaşım tarafından hediye edildi:)

Size gelen hediyelerde  de ortak noktalar var mı?


ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK

Kitap, fular ve kupa. 

Beni uzun süredir tanıyanların da, bu yeni okulda olduğu gibi yeni tanıyanların da kesişim kümesi bu üçlü. Hayatımın uzuuuun yıllara yayılan bir dilimimde yani yıllardır (mecburi okul yılbaşı çekilişleri hariç) bana hediye alanlar bu üçlüyü seçti genelde.

Deli gibi çay içtiğimden, belki fena bir okuyucu olmadığım izlenimi verdiğimden ve saat dışında sadece fular taktığımdan ipucu bulmak zor değil sanırım. Bu kadar öngörülebilir olmak neye alamet bilmiyorum. Ya çok tekrara düşen, sıkıcı ve sınırları keskin biriyim ya da çevremdekiler iyi bir gözlemci ve beni tanıyan bir cevre edinebilmişim. Bardağa dolu kısmından bakalım değil mi?

Bu arada Buket Uzuner'den Toprak, sevimli notlarıyla farklı yer ve zamanlarda kardeşim ve arkadaşım tarafından hediye edildi:)

Size gelen hediyelerde  de ortak noktalar var mı?


26 Mart 2016 Cumartesi

BİR İLERİ, BİR GERİ...

Bir ileri, bir geri. Bir ileri, bir geri. Bir ileri, bir geri...

Daha biz çocukken, "Bu yıl son, artık yaz saati uygulaması yapılmayacak." açıklamaları yapılırdı. Kaç iktidar, kaç yıl geçti. Durum değişmedi.

Ülkenin hali gibi bir ileri, bir geri...
Size de öyle gelmedi mi?

Yarın sınav görevim var, ayrı bir gerginim. Yoksa bana mı öyle geldi ülke ve saat ilişkisi???

BİR İLERİ, BİR GERİ...

Bir ileri, bir geri. Bir ileri, bir geri. Bir ileri, bir geri...

Daha biz çocukken, "Bu yıl son, artık yaz saati uygulaması yapılmayacak." açıklamaları yapılırdı. Kaç iktidar, kaç yıl geçti. Durum değişmedi.

Ülkenin hali gibi bir ileri, bir geri...
Size de öyle gelmedi mi?

Yarın sınav görevim var, ayrı bir gerginim. Yoksa bana mı öyle geldi ülke ve saat ilişkisi???