12 Haziran 2014 Perşembe

BALE VE ÖNYARGI

Nisan'da biletlerini alıp Soma olayı dolayısıyla ertelenen bale ve müzikal biletlerimiz vardı (Gündem çabucak değiştiğinden Soma'yı anan yok, o ayrı!). Biletleri aldığımız arkadaşlardan biri annesinin kanser tedavisi sonuç verince yanında olmak istedi ve Ankara'ya gitti. Kızı ve kendisi için aldığımız 2 bilet de açıkta kaldı yani. Biletleri başka bir arkadaşa gitmesi için verdi, onun da annesi ziyaretine gelince, biletler yine sahipsiz kaldı. 
Pazartesi akşamki bale gösterisi için arkadaşlara gelip gelemeyeceklerini sorduk. Biletler bedava, kimse ücret istememesine rağmen "Sıkılırım.", "Hiç baleye gitmedim, sıkıcıdır.", "Evden çıkmak zor gelir.", "Klasik müzik var, istemem." gibi bahaneler üretildi.Bu mazeretleri bildirenlerin tümü üniversite mezunu öğretmenler bu arada. Neyse sonunda, gelmeyi isteyen 2 kişi çıktı, onlar da son anda vazgeçebileceklerini söylediler. Yine de geldiler.

Akşam müthiş bir gösteri izledik (3. sıraya bilet almamıza rağmen davetiyeli seyirciler gelmeye zahmet etmediğinden en önden izledik gösteriyi. Sahneden bize atılan gülleri kaptık hatta:) İlk kez baleyle tanışan toplamda 3 arkadaşım gösteriye bayıldı. Bu akşam da müzikal bileti bulmak için erkenden gişeye gidip şanslarını deneyecekler hatta. Okulda da, bir önceki gösterinin izlenimlerini anlata anlata bitiremediklerinden seneye onlara da bilet almamızı isteyen bir kitle oluştu.

Kıssadan hisse şu ki; önyargı kötü bir şey, kendimize yeni bir şeyler denemek için şans vermek gerek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder