4 Haziran 2016 Cumartesi

DOKTORA SONRASI ÖĞRETMENLİKTE SIKIŞMA İHTİMALİ

Seneye yine bu ilkokulda sıkışıp kalacak mıyım bilmemenin verdiği bir tıkanmışlık hissi şimdiden sardı beni. Alan değişikliği şansım var doktora sonrası ama işin garibi zihin engellilerle ilgili kurs almış sınıfçılara açılıyor sistem kaç yıldır. Zaten rehber öğretmen olmak için de doktoraya ne hacet, sosyolog, eğitim programcısı vb. herkes rehber öğretmen bu ülkede! Durum böyleyken ve mevcut profille yıllardır çalışıyorken ögretmen olmak için fazla okumuşum zaten! Ukalalık yapmak istemem ama hissiyatım bu.

Devlet üniversitelerinde adrese teslim açılan kadrolar gözümü korkutuyor. Hocam hala makale taslağımı okumadı, yayın lazım akademik hayatta.

Özel üniversite için jüride yine teklif aldım ama kapı önüne koydukları akademisyenlerin ancak kartları sistemden geçmeyince haberleri oluyor atıldıklarından! Yıllarca devlet memuru olunca sırtını sağlama yaslama, garanti arama hali sinmiş içime. Daha tuzu kuru bir aile olsak, daha cesaretli olabilirdim sanki.
Evde anne ve babama çatıp duruyirum gerginlikten.
Tüm bunları ölçüp tartıp düşünürken bu manzara ve bizimkilerle geçirilen zaman rahatlattı azıcık beni.

DOKTORA SONRASI ÖĞRETMENLİKTE SIKIŞMA İHTİMALİ

Seneye yine bu ilkokulda sıkışıp kalacak mıyım bilmemenin verdiği bir tıkanmışlık hissi şimdiden sardı beni. Alan değişikliği şansım var doktora sonrası ama işin garibi zihin engellilerle ilgili kurs almış sınıfçılara açılıyor sistem kaç yıldır. Zaten rehber öğretmen olmak için de doktoraya ne hacet, sosyolog, eğitim programcısı vb. herkes rehber öğretmen bu ülkede! Durum böyleyken ve mevcut profille yıllardır çalışıyorken ögretmen olmak için fazla okumuşum zaten! Ukalalık yapmak istemem ama hissiyatım bu.

Devlet üniversitelerinde adrese teslim açılan kadrolar gözümü korkutuyor. Hocam hala makale taslağımı okumadı, yayın lazım akademik hayatta.

Özel üniversite için jüride yine teklif aldım ama kapı önüne koydukları akademisyenlerin ancak kartları sistemden geçmeyince haberleri oluyor atıldıklarından! Yıllarca devlet memuru olunca sırtını sağlama yaslama, garanti arama hali sinmiş içime. Daha tuzu kuru bir aile olsak, daha cesaretli olabilirdim sanki.
Evde anne ve babama çatıp duruyirum gerginlikten.
Tüm bunları ölçüp tartıp düşünürken bu manzara ve bizimkilerle geçirilen zaman rahatlattı azıcık beni.

28 Mayıs 2016 Cumartesi

DR. OETKER DOÇENT OLSUN!:)))

27 Mayıs, ülkenin tarihinden farklı bir anlam ifade ediyor kişisel tarihimde.

Ben bitmeden doktora bitti:)


DR. OETKER DOÇENT OLSUN!:)))

27 Mayıs, ülkenin tarihinden farklı bir anlam ifade ediyor kişisel tarihimde.

Ben bitmeden doktora bitti:)


14 Mayıs 2016 Cumartesi

ŞOV DEVAM ETMELİ Mİ?

Bugün, cumhurbaşkanının kızı evlenecekmiş. Dün alınan şehit haberlerinden sonra düğün ertelenir beklentisi ile ilgili haberler okudum. Arap kralı ölünce, bizde de yas ilan edilmişti. Bu yüzden böyle bir beklenti var sanırım.

Olayın kişilerinden bağımsız olarak, ölümü takip eden izdivaçlar konusunda kafam karışık benim. Kuzenim, nişanı öncesi anneannesini, düğünü öncesi de babaannesi olan anneannemi kaybetti ve hiçbirini ertelemedi. Yakın çevremde başka örnekler de var ama en can alıcı örneğim bu oldu. Olayın resmi kısmına katıldım yani nikaha ama hoplayıp zıplamalı kısımlara çok yakın olmamıza rağmen katılmak içimden gelmedi. Ertelemesini ya da iptal etmesini de telkin etmedik hiçbirimiz çünkü aylar öncesinden yapılan hazırlıklar, ödenen paralar, bir de karşı tarafın beklentileri vardı ve en önemlisi gün onların günüydü.
Belki aynı durumu ben yaşasam, zaten nikah dışındakileri angarya gören biri olarak benim gibilere kolay ötelemek kolay da bu günü ömrü boyunca bekleyen de var.

Alın size bir muamma! Şov devam etmeli mi?

ŞOV DEVAM ETMELİ Mİ?

Bugün, cumhurbaşkanının kızı evlenecekmiş. Dün alınan şehit haberlerinden sonra düğün ertelenir beklentisi ile ilgili haberler okudum. Arap kralı ölünce, bizde de yas ilan edilmişti. Bu yüzden böyle bir beklenti var sanırım.

Olayın kişilerinden bağımsız olarak, ölümü takip eden izdivaçlar konusunda kafam karışık benim. Kuzenim, nişanı öncesi anneannesini, düğünü öncesi de babaannesi olan anneannemi kaybetti ve hiçbirini ertelemedi. Yakın çevremde başka örnekler de var ama en can alıcı örneğim bu oldu. Olayın resmi kısmına katıldım yani nikaha ama hoplayıp zıplamalı kısımlara çok yakın olmamıza rağmen katılmak içimden gelmedi. Ertelemesini ya da iptal etmesini de telkin etmedik hiçbirimiz çünkü aylar öncesinden yapılan hazırlıklar, ödenen paralar, bir de karşı tarafın beklentileri vardı ve en önemlisi gün onların günüydü.
Belki aynı durumu ben yaşasam, zaten nikah dışındakileri angarya gören biri olarak benim gibilere kolay ötelemek kolay da bu günü ömrü boyunca bekleyen de var.

Alın size bir muamma! Şov devam etmeli mi?

1 Mayıs 2016 Pazar

AKÇAKOCA

Bilenler bilir gezi yazısı yazmayı sevmediğimi. O yüzden, bu aslında bir gezi yazısı değil. Sadece yıllardır transit yolcu olarak gittiğim ve burnumuzun dibinde olduğu halde gitmediğim Akçakoca'ya merhaba yazısı.

Teog nedeniyle bu hafta boş zamanım artınca yakın mesafe geziler ararken kardeşim ve eşinin arabalarını bakım için Düzce'ye götürme ihtimali doğdu. Zaten netten araştırdığımı söyleyince kardeşimin eşi O. davet etti. Onlar işlerini hallederken biz annemle gezecektik. Sabah kardeşim yan çizecek gibi olduysa da gittik. Biz Akçakoca'da indik annemle. Babam yolculuklara mecbur kalmadıkça sağlığı nedeniyle çıkmıyor zaten.

Akçakoca, Amasra ve Kilimli kadar minik bir yer nihayetinde ama burnunun dibinde denizle yaşayan insanlar olarak iyot kokusunu duyamadığımızı oranın temiz havasında fark ettik. Doğalgaz sayesinde temiz hava ve çalışan belediye sayesinde temiz ortam var orada. İmrendik ve bol bol söylendik. Kardeşim ve  O. da bize katılınca fikrimize de katıldılar. Balık, deniz, kum, yeşillik kıyı şehirlerinin nimeti ama değerini bilmek herkesin harcı değil demek ki!

Bu da kardeşimin yorumuyla Akçakoca'nın "Terminal tabelası eksik terminale benzer cami"nin fotosu. Çekmemişim, siteden aldım. Bir dahaki sefer kalelerini, şelale ve çaylarını görmeyi umuyorum. Onu babamla yapmayı umuyoruz. Kültür turizmi kafasına sahip gezi arkadaşlığına en uygun adayım o.


AKÇAKOCA

Bilenler bilir gezi yazısı yazmayı sevmediğimi. O yüzden, bu aslında bir gezi yazısı değil. Sadece yıllardır transit yolcu olarak gittiğim ve burnumuzun dibinde olduğu halde gitmediğim Akçakoca'ya merhaba yazısı.

Teog nedeniyle bu hafta boş zamanım artınca yakın mesafe geziler ararken kardeşim ve eşinin arabalarını bakım için Düzce'ye götürme ihtimali doğdu. Zaten netten araştırdığımı söyleyince kardeşimin eşi O. davet etti. Onlar işlerini hallederken biz annemle gezecektik. Sabah kardeşim yan çizecek gibi olduysa da gittik. Biz Akçakoca'da indik annemle. Babam yolculuklara mecbur kalmadıkça sağlığı nedeniyle çıkmıyor zaten.

Akçakoca, Amasra ve Kilimli kadar minik bir yer nihayetinde ama burnunun dibinde denizle yaşayan insanlar olarak iyot kokusunu duyamadığımızı oranın temiz havasında fark ettik. Doğalgaz sayesinde temiz hava ve çalışan belediye sayesinde temiz ortam var orada. İmrendik ve bol bol söylendik. Kardeşim ve  O. da bize katılınca fikrimize de katıldılar. Balık, deniz, kum, yeşillik kıyı şehirlerinin nimeti ama değerini bilmek herkesin harcı değil demek ki!

Bu da kardeşimin yorumuyla Akçakoca'nın "Terminal tabelası eksik terminale benzer cami"nin fotosu. Çekmemişim, siteden aldım. Bir dahaki sefer kalelerini, şelale ve çaylarını görmeyi umuyorum. Onu babamla yapmayı umuyoruz. Kültür turizmi kafasına sahip gezi arkadaşlığına en uygun adayım o.


28 Nisan 2016 Perşembe

ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK

Kitap, fular ve kupa. 

Beni uzun süredir tanıyanların da, bu yeni okulda olduğu gibi yeni tanıyanların da kesişim kümesi bu üçlü. Hayatımın uzuuuun yıllara yayılan bir dilimimde yani yıllardır (mecburi okul yılbaşı çekilişleri hariç) bana hediye alanlar bu üçlüyü seçti genelde.

Deli gibi çay içtiğimden, belki fena bir okuyucu olmadığım izlenimi verdiğimden ve saat dışında sadece fular taktığımdan ipucu bulmak zor değil sanırım. Bu kadar öngörülebilir olmak neye alamet bilmiyorum. Ya çok tekrara düşen, sıkıcı ve sınırları keskin biriyim ya da çevremdekiler iyi bir gözlemci ve beni tanıyan bir cevre edinebilmişim. Bardağa dolu kısmından bakalım değil mi?

Bu arada Buket Uzuner'den Toprak, sevimli notlarıyla farklı yer ve zamanlarda kardeşim ve arkadaşım tarafından hediye edildi:)

Size gelen hediyelerde  de ortak noktalar var mı?


ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK

Kitap, fular ve kupa. 

Beni uzun süredir tanıyanların da, bu yeni okulda olduğu gibi yeni tanıyanların da kesişim kümesi bu üçlü. Hayatımın uzuuuun yıllara yayılan bir dilimimde yani yıllardır (mecburi okul yılbaşı çekilişleri hariç) bana hediye alanlar bu üçlüyü seçti genelde.

Deli gibi çay içtiğimden, belki fena bir okuyucu olmadığım izlenimi verdiğimden ve saat dışında sadece fular taktığımdan ipucu bulmak zor değil sanırım. Bu kadar öngörülebilir olmak neye alamet bilmiyorum. Ya çok tekrara düşen, sıkıcı ve sınırları keskin biriyim ya da çevremdekiler iyi bir gözlemci ve beni tanıyan bir cevre edinebilmişim. Bardağa dolu kısmından bakalım değil mi?

Bu arada Buket Uzuner'den Toprak, sevimli notlarıyla farklı yer ve zamanlarda kardeşim ve arkadaşım tarafından hediye edildi:)

Size gelen hediyelerde  de ortak noktalar var mı?