İŞ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İŞ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Eylül 2016 Pazartesi

YILIN İLK KARI VE OKUL

Yılın ilk karı Ağrı'ya yağmış. Okullar açılmadan kar tatili hayali kursak mı? :) :) :)

Yok yok, atanamayan bu kadar öğretmen, izinsiz çalışan bu kadar insan varken daha erken bu hayal. İlk günlerin belirsizliği, oturmamışlığı gerer beni okul açılırken ama bu yıl Minnoş'un heyecanını duyuyorum daha çok.

Yeni dönem gerçekten yenilikçi ve yapıcı olsun. Gerçekten eğitim olsun odağımız.

YILIN İLK KARI VE OKUL

Yılın ilk karı Ağrı'ya yağmış. Okullar açılmadan kar tatili hayali kursak mı? :) :) :)

Yok yok, atanamayan bu kadar öğretmen, izinsiz çalışan bu kadar insan varken daha erken bu hayal. İlk günlerin belirsizliği, oturmamışlığı gerer beni okul açılırken ama bu yıl Minnoş'un heyecanını duyuyorum daha çok.

Yeni dönem gerçekten yenilikçi ve yapıcı olsun. Gerçekten eğitim olsun odağımız.

14 Eylül 2016 Çarşamba

AT İZİ, İT İZİ

Politika yazmayı, yapmayı, izlemeyi, dinlemeyi sevmem ama bu ülkede kaçmayı başar, yok mümkün değil!

Eylül başında ihraç listeleri yayınlanmaya başlandı. Üniversiteler ve MEB ilgi alanım malum, baktım meraktan. Eleme kriterlerinde bir yamukluk var sanki. Gerçekten adı listede olan, işinden atılan, adı karalanan nasıl aklanır ya da aklanır mı şüpheliyim. Çevremde tanıdıklarını listede görüp dehşete düşenler var, kayyum sonrası işe alındığı halde koleji kapatılıp lisansı iptal olan da var mesela.

Listede, İstanbul'da görev yaparken bir süre aynı okulda çalıştığım bir öğretmen var ki, şaşkınım. Aynı dönemde Anadolu Lisesi öğretmeni olmak sınava tabii idi ve ikimiz de kazanıp atladığımız okullarda norm fazlası olmuştuk gitmeden. Sonra bize yeni bir okul seçme şansı verildi hata onlarda olduğu için ve puanlara dayalı tercih yaptık. Benim puanım ondan 1 puan fazla olduğu için onun da istediği okula ben gittim. Hatta orayı tercih etmememi dilemişti. 

İşin komiği ve garibi, 3 İngilizce kadrosu boş olan Kağıthane Anadolu Lisesi'ne hiçbirimiz atanmadık çünkü orası torpilli görevlerdirme öğretmenlere ayrılmıştı, kadrolu almamışlardı. Zaten sonra tüm Anadolu türü okullara sınavsız herkes atadı bu hükümet ve bildiğiniz gibi bir Anadolu Lisesi'nde değilim şu an. Zaten en fazla Anadolu Teknik Lisesi oldu sınavımın faydası. 

Neyse konuyu dağıtmadan öze geleyim. Şimdi bu öğretmenin güçlü bağlantıları olsa önce benim önüme geçmez miydi? Sendikalı bile değilim ve arkam da yok. Ya gerçekten bağlantısı yok ya da o kadar güçlü değiller. Kafam karıştı benim, at izleri de it izlerine karıştı galiba bu süreçte. Galiba fazla galiba!

AT İZİ, İT İZİ

Politika yazmayı, yapmayı, izlemeyi, dinlemeyi sevmem ama bu ülkede kaçmayı başar, yok mümkün değil!

Eylül başında ihraç listeleri yayınlanmaya başlandı. Üniversiteler ve MEB ilgi alanım malum, baktım meraktan. Eleme kriterlerinde bir yamukluk var sanki. Gerçekten adı listede olan, işinden atılan, adı karalanan nasıl aklanır ya da aklanır mı şüpheliyim. Çevremde tanıdıklarını listede görüp dehşete düşenler var, kayyum sonrası işe alındığı halde koleji kapatılıp lisansı iptal olan da var mesela.

Listede, İstanbul'da görev yaparken bir süre aynı okulda çalıştığım bir öğretmen var ki, şaşkınım. Aynı dönemde Anadolu Lisesi öğretmeni olmak sınava tabii idi ve ikimiz de kazanıp atladığımız okullarda norm fazlası olmuştuk gitmeden. Sonra bize yeni bir okul seçme şansı verildi hata onlarda olduğu için ve puanlara dayalı tercih yaptık. Benim puanım ondan 1 puan fazla olduğu için onun da istediği okula ben gittim. Hatta orayı tercih etmememi dilemişti. 

İşin komiği ve garibi, 3 İngilizce kadrosu boş olan Kağıthane Anadolu Lisesi'ne hiçbirimiz atanmadık çünkü orası torpilli görevlerdirme öğretmenlere ayrılmıştı, kadrolu almamışlardı. Zaten sonra tüm Anadolu türü okullara sınavsız herkes atadı bu hükümet ve bildiğiniz gibi bir Anadolu Lisesi'nde değilim şu an. Zaten en fazla Anadolu Teknik Lisesi oldu sınavımın faydası. 

Neyse konuyu dağıtmadan öze geleyim. Şimdi bu öğretmenin güçlü bağlantıları olsa önce benim önüme geçmez miydi? Sendikalı bile değilim ve arkam da yok. Ya gerçekten bağlantısı yok ya da o kadar güçlü değiller. Kafam karıştı benim, at izleri de it izlerine karıştı galiba bu süreçte. Galiba fazla galiba!

5 Haziran 2016 Pazar

FIRTINADAN SONRAKİ DİNGİNLİK

Dün akşam yazmazsam çatlayacak gibiydim. Önce manzaranın güzelliğini paylaşmak için kısa bir girizgah yapmaktı amacım. Ooool ne girizgahı, içimi dökmemiş, resmen dışına çıkarmışım!

 Bu ülkede işi gücü olmayan o kadar adam varken, atanmayı bekleyen ögretmen sırada diziliyken fazladan coşkulu bir yürek kabarması oldu bu sanki. Daha sakin, daha dingin olmak ve zamana bırakmıştık daha iyi gelecek bana sanki.

Soranlara " Zamana bıraktım." demek kolay da uygulaması nasıl göreceğim, göreceğiz

FIRTINADAN SONRAKİ DİNGİNLİK

Dün akşam yazmazsam çatlayacak gibiydim. Önce manzaranın güzelliğini paylaşmak için kısa bir girizgah yapmaktı amacım. Ooool ne girizgahı, içimi dökmemiş, resmen dışına çıkarmışım!

 Bu ülkede işi gücü olmayan o kadar adam varken, atanmayı bekleyen ögretmen sırada diziliyken fazladan coşkulu bir yürek kabarması oldu bu sanki. Daha sakin, daha dingin olmak ve zamana bırakmıştık daha iyi gelecek bana sanki.

Soranlara " Zamana bıraktım." demek kolay da uygulaması nasıl göreceğim, göreceğiz

4 Haziran 2016 Cumartesi

DOKTORA SONRASI ÖĞRETMENLİKTE SIKIŞMA İHTİMALİ

Seneye yine bu ilkokulda sıkışıp kalacak mıyım bilmemenin verdiği bir tıkanmışlık hissi şimdiden sardı beni. Alan değişikliği şansım var doktora sonrası ama işin garibi zihin engellilerle ilgili kurs almış sınıfçılara açılıyor sistem kaç yıldır. Zaten rehber öğretmen olmak için de doktoraya ne hacet, sosyolog, eğitim programcısı vb. herkes rehber öğretmen bu ülkede! Durum böyleyken ve mevcut profille yıllardır çalışıyorken ögretmen olmak için fazla okumuşum zaten! Ukalalık yapmak istemem ama hissiyatım bu.

Devlet üniversitelerinde adrese teslim açılan kadrolar gözümü korkutuyor. Hocam hala makale taslağımı okumadı, yayın lazım akademik hayatta.

Özel üniversite için jüride yine teklif aldım ama kapı önüne koydukları akademisyenlerin ancak kartları sistemden geçmeyince haberleri oluyor atıldıklarından! Yıllarca devlet memuru olunca sırtını sağlama yaslama, garanti arama hali sinmiş içime. Daha tuzu kuru bir aile olsak, daha cesaretli olabilirdim sanki.
Evde anne ve babama çatıp duruyirum gerginlikten.
Tüm bunları ölçüp tartıp düşünürken bu manzara ve bizimkilerle geçirilen zaman rahatlattı azıcık beni.

DOKTORA SONRASI ÖĞRETMENLİKTE SIKIŞMA İHTİMALİ

Seneye yine bu ilkokulda sıkışıp kalacak mıyım bilmemenin verdiği bir tıkanmışlık hissi şimdiden sardı beni. Alan değişikliği şansım var doktora sonrası ama işin garibi zihin engellilerle ilgili kurs almış sınıfçılara açılıyor sistem kaç yıldır. Zaten rehber öğretmen olmak için de doktoraya ne hacet, sosyolog, eğitim programcısı vb. herkes rehber öğretmen bu ülkede! Durum böyleyken ve mevcut profille yıllardır çalışıyorken ögretmen olmak için fazla okumuşum zaten! Ukalalık yapmak istemem ama hissiyatım bu.

Devlet üniversitelerinde adrese teslim açılan kadrolar gözümü korkutuyor. Hocam hala makale taslağımı okumadı, yayın lazım akademik hayatta.

Özel üniversite için jüride yine teklif aldım ama kapı önüne koydukları akademisyenlerin ancak kartları sistemden geçmeyince haberleri oluyor atıldıklarından! Yıllarca devlet memuru olunca sırtını sağlama yaslama, garanti arama hali sinmiş içime. Daha tuzu kuru bir aile olsak, daha cesaretli olabilirdim sanki.
Evde anne ve babama çatıp duruyirum gerginlikten.
Tüm bunları ölçüp tartıp düşünürken bu manzara ve bizimkilerle geçirilen zaman rahatlattı azıcık beni.

6 Kasım 2015 Cuma

İSMİYLE MÜSEMMA (!)

Soyadı Kapkaç ya da Kaypak olan avukat olur mu??? 

Okumayı öğrendim öğreneli muzdarip olduğum tabela okuma hastalığım(!) sayesinde olduğunu öğrendim. İnsan, soyadına göre meslek seçemez ama bazı soyadları da baştan ofsayt. Hangi ata, hangi ruh haline göre seçmiş ya da nüfus memuru mu kazık atmış onlara bilemedim:)


İSMİYLE MÜSEMMA (!)

Soyadı Kapkaç ya da Kaypak olan avukat olur mu??? 

Okumayı öğrendim öğreneli muzdarip olduğum tabela okuma hastalığım(!) sayesinde olduğunu öğrendim. İnsan, soyadına göre meslek seçemez ama bazı soyadları da baştan ofsayt. Hangi ata, hangi ruh haline göre seçmiş ya da nüfus memuru mu kazık atmış onlara bilemedim:)


20 Eylül 2015 Pazar

YABANİ GÖZLEMCİNDEN YENİ KURUM İZLENİMLERİ

Eylül başında seminerler dolayısıyla yeni okulumda göreve başladım. Sınavla Anadolu Lisesi kadrosu kazanmışken bir ilkokula atanmış olmayı yaz boyunca kendime yetiremedim. İl dışı atamalarda birada yazabileceğim tek bir Anadolu Lisesi yoktu. Zaten her lisenin mevcut düz liselerin tabelası değiştiğinden A. Lisesi de olsa nitelik degismeyecekti belki ama yine de yazımı kendime zehir ettim ilkokul diye. Bir de sınıf öğretmenlerini az çok tanıdığımdan, egolarını bildiğimden onların ağırlıkta olduğu bir okul, tamamen itici gelmişti.

Di'li geçmiş zaman kullanıyorum farkındayım. Henüz ilk izlenimlerle net bir karar vermek için erken ama çok önyargılı olduğumu düşünmeme neden olan insanlara denk geldim. Beni ilk atama sanacak kadar yaş almışlar çoğunlukta:) Okulda o kadar uzun zamandır çalışıyorlar ki, aile gibi olmuşlar. Okul kültürü denen şeyin uygulamalı örneği sanki burası. Bir kahvaltı düzenlendi mesela, eskiler akın etti. Üç kuşak müdür bile vardı.

Yerine atandığım öğretmenle de tanıştım, rotasyon gelir korkusuyla yer değiştirmiş ve son ana kadar ilişiğini kesmemiş bu okuldan. Bu okulu bırakıp gitmememi tavsiye etti.

İki haftalık süreçteki izlenimlerimin yanıltmamış olmasını, hayal kırıklığına uğramamayı umuyorum. Yeni ortamlara bodoslama dalmayan, önce gözlemleyen yabani mizacım umarım bu kez de yanıltmaz beni.

YABANİ GÖZLEMCİNDEN YENİ KURUM İZLENİMLERİ

Eylül başında seminerler dolayısıyla yeni okulumda göreve başladım. Sınavla Anadolu Lisesi kadrosu kazanmışken bir ilkokula atanmış olmayı yaz boyunca kendime yetiremedim. İl dışı atamalarda birada yazabileceğim tek bir Anadolu Lisesi yoktu. Zaten her lisenin mevcut düz liselerin tabelası değiştiğinden A. Lisesi de olsa nitelik degismeyecekti belki ama yine de yazımı kendime zehir ettim ilkokul diye. Bir de sınıf öğretmenlerini az çok tanıdığımdan, egolarını bildiğimden onların ağırlıkta olduğu bir okul, tamamen itici gelmişti.

Di'li geçmiş zaman kullanıyorum farkındayım. Henüz ilk izlenimlerle net bir karar vermek için erken ama çok önyargılı olduğumu düşünmeme neden olan insanlara denk geldim. Beni ilk atama sanacak kadar yaş almışlar çoğunlukta:) Okulda o kadar uzun zamandır çalışıyorlar ki, aile gibi olmuşlar. Okul kültürü denen şeyin uygulamalı örneği sanki burası. Bir kahvaltı düzenlendi mesela, eskiler akın etti. Üç kuşak müdür bile vardı.

Yerine atandığım öğretmenle de tanıştım, rotasyon gelir korkusuyla yer değiştirmiş ve son ana kadar ilişiğini kesmemiş bu okuldan. Bu okulu bırakıp gitmememi tavsiye etti.

İki haftalık süreçteki izlenimlerimin yanıltmamış olmasını, hayal kırıklığına uğramamayı umuyorum. Yeni ortamlara bodoslama dalmayan, önce gözlemleyen yabani mizacım umarım bu kez de yanıltmaz beni.

15 Temmuz 2015 Çarşamba

GERİZEKALI!!!

Bu aralar ağzıma yapıştı "salak", "gerizekalı" gibi hakaretler. Hayatım boyunca küfretmedim, en azından öfkemi böyle ifade edebiliyorum.

Malum tayinim çıktı, şansıma okulun memuru da yeni müdürün gazabından kaçıp aynı zamanlarda tayin isteyip gidince olanlar oldu. Gelene kadar tüm evraklar defalarca yanlış düzenlendi, yolluk her seferinde yanlış hesaplandı. En son da, zaten maaşımdan kesilen lojman kiram taşınmadan sonra yine maaşımdan kesildi. En son gün, müdür yardımcısının kapris yapıp çıkış belgesini imzalamaya gelmeyip buraya dönememe ihtimalini yazarken bile ayrı sinirleniyorum.

O kadar incelikle laf sokup, açıktan da derdimi anlattım, iyi niyetli bir başka müdür yardımcısını hem yüzüne karşı hem de gıyabında müdüre övdüm hatta, kötüyü yerdim, yok yine geçmiyor sinirim sevgili blogum! Bana da, daha öğretmenliğin ilk yıllarında önerilmişti, daha çok insanla muhatap olma fikri itmişti, kabul etmemistim. O koltuğu dolduramıyorsan, oturmayacaksın. Bu adamlar gibi koltuğa o kadar anlam yükleyince olmuyor işte!

GERİZEKALI!!!

Bu aralar ağzıma yapıştı "salak", "gerizekalı" gibi hakaretler. Hayatım boyunca küfretmedim, en azından öfkemi böyle ifade edebiliyorum.

Malum tayinim çıktı, şansıma okulun memuru da yeni müdürün gazabından kaçıp aynı zamanlarda tayin isteyip gidince olanlar oldu. Gelene kadar tüm evraklar defalarca yanlış düzenlendi, yolluk her seferinde yanlış hesaplandı. En son da, zaten maaşımdan kesilen lojman kiram taşınmadan sonra yine maaşımdan kesildi. En son gün, müdür yardımcısının kapris yapıp çıkış belgesini imzalamaya gelmeyip buraya dönememe ihtimalini yazarken bile ayrı sinirleniyorum.

O kadar incelikle laf sokup, açıktan da derdimi anlattım, iyi niyetli bir başka müdür yardımcısını hem yüzüne karşı hem de gıyabında müdüre övdüm hatta, kötüyü yerdim, yok yine geçmiyor sinirim sevgili blogum! Bana da, daha öğretmenliğin ilk yıllarında önerilmişti, daha çok insanla muhatap olma fikri itmişti, kabul etmemistim. O koltuğu dolduramıyorsan, oturmayacaksın. Bu adamlar gibi koltuğa o kadar anlam yükleyince olmuyor işte!

6 Temmuz 2015 Pazartesi

YERLEŞİK DÜZEN

Nihayet eşyaları yerlestirip rahat bir nefes aldim. Dün anneannemi de ziyarete gidebildik. Uzun zamandır kafam ve bedenimin yorgunluğu, tüm yapilacaklar halledilince sinyallerini verdi. Sırtımın sol köşesinde inanilmaz bir ağrıyla uyandım bu sabah.

Oysa sabah kalkıp okul, Mal Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü ve banka işlemlerinin tümünü aynı gün bitirmeyi planlamıştım. Tek yapabildiğim anne ve babamın yardımıyla kalanları toparladıktan sonra bankaya gidebilmek oldu!

Sonrasında da Minnoş, kardeşlerim ve eşleriyle şu güzel manzara eşliğinde keyif yapmak:) Denizi özlemişim, aile saadeti de iyi geldi. Hatta bu gece Minnoş'layim. Uyuyor, henüz haberi yok:)

YERLEŞİK DÜZEN

Nihayet eşyaları yerlestirip rahat bir nefes aldim. Dün anneannemi de ziyarete gidebildik. Uzun zamandır kafam ve bedenimin yorgunluğu, tüm yapilacaklar halledilince sinyallerini verdi. Sırtımın sol köşesinde inanilmaz bir ağrıyla uyandım bu sabah.

Oysa sabah kalkıp okul, Mal Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü ve banka işlemlerinin tümünü aynı gün bitirmeyi planlamıştım. Tek yapabildiğim anne ve babamın yardımıyla kalanları toparladıktan sonra bankaya gidebilmek oldu!

Sonrasında da Minnoş, kardeşlerim ve eşleriyle şu güzel manzara eşliğinde keyif yapmak:) Denizi özlemişim, aile saadeti de iyi geldi. Hatta bu gece Minnoş'layim. Uyuyor, henüz haberi yok:)

20 Haziran 2015 Cumartesi

TAYİN

Tayinim çıktı. Zonguldak yolları göründü. Doğru mu yanlış mı diye deneyip göreceğim. 

Yıllar sonra memleketine dönen gurbetçi ruh halinde, taşınma ve tüm abonelikleri kapatma, yeni bir iş ortamına alışma, yıllar sonra aileyle yaşama, sıkılırsam ev tutma gibi bir sürü deneyim brkliyor beni.

TAYİN

Tayinim çıktı. Zonguldak yolları göründü. Doğru mu yanlış mı diye deneyip göreceğim. 

Yıllar sonra memleketine dönen gurbetçi ruh halinde, taşınma ve tüm abonelikleri kapatma, yeni bir iş ortamına alışma, yıllar sonra aileyle yaşama, sıkılırsam ev tutma gibi bir sürü deneyim brkliyor beni.

6 Haziran 2015 Cumartesi

EV KUŞU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Bugün televizyonda gezinirken, oyuncu Ayşenur Şamlıoğlu'nun evine konuk olunan Ev Kuşu programına rastladım. Sunucu Evrim Akın, önce Gazeteciluk, sonra da Mimarlık bölümlerini yarım bırakıp konservatuar mezunu olan evsahibibin bu durumuna vurgu yaptı. Şamlıoğlu da, yurtdışında insanların 2 yıl Sosyoloji, 2 yıl Psikoloji falan okuduklarını, bunun zenginlik olduğunu belirtti. Bizde, diplomanın havalı bulunduğunu da ekleyerek.

Aramızda gerçekten bir yaklaşım farkı olduğu muhakkak Batı toplumuyla. Eğitimli olmak, herhangi bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olmaktan çok, daha iyi maddi imkanlara sahip olabilmek, daha nitelikli işler bulabilmek, sırtımızı sağlama almak demek bizde. Ya tuzunuz çok kuru olmalı ya da ne istediğinizi çok iyi bilip işsiz kalmayı da göze alıp canınızın çektiği eğitimi almalısınız. Ülkece ekonomik koşullarımız böyle olasılıklar sunuyor bize döngünün dışına çıkmadıkça.

Üniversite sınavlarının yaklaştığı bu günlerde, yine milyon kişi sınava girecek, yine o kadar ebeveyn sırf işsiz kalmasın diye onları belki sevmeden okuyacakları bölümlere yönlendirecek. Dershane ve okullardaki öğretmenler de, aynı duyarlılıkta (!) seçimlere yöneltecek. Umarım bir gün öyle bir ülke oluruz ki, kaygılarımız arzularımıza baskın çıkmaz.




EV KUŞU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Bugün televizyonda gezinirken, oyuncu Ayşenur Şamlıoğlu'nun evine konuk olunan Ev Kuşu programına rastladım. Sunucu Evrim Akın, önce Gazeteciluk, sonra da Mimarlık bölümlerini yarım bırakıp konservatuar mezunu olan evsahibibin bu durumuna vurgu yaptı. Şamlıoğlu da, yurtdışında insanların 2 yıl Sosyoloji, 2 yıl Psikoloji falan okuduklarını, bunun zenginlik olduğunu belirtti. Bizde, diplomanın havalı bulunduğunu da ekleyerek.

Aramızda gerçekten bir yaklaşım farkı olduğu muhakkak Batı toplumuyla. Eğitimli olmak, herhangi bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olmaktan çok, daha iyi maddi imkanlara sahip olabilmek, daha nitelikli işler bulabilmek, sırtımızı sağlama almak demek bizde. Ya tuzunuz çok kuru olmalı ya da ne istediğinizi çok iyi bilip işsiz kalmayı da göze alıp canınızın çektiği eğitimi almalısınız. Ülkece ekonomik koşullarımız böyle olasılıklar sunuyor bize döngünün dışına çıkmadıkça.

Üniversite sınavlarının yaklaştığı bu günlerde, yine milyon kişi sınava girecek, yine o kadar ebeveyn sırf işsiz kalmasın diye onları belki sevmeden okuyacakları bölümlere yönlendirecek. Dershane ve okullardaki öğretmenler de, aynı duyarlılıkta (!) seçimlere yöneltecek. Umarım bir gün öyle bir ülke oluruz ki, kaygılarımız arzularımıza baskın çıkmaz.