Geçen Ağustos'ta da az yazdığımı fark ettim. Yaprak kımıldamayan, çok nemli günler bunlar ve rehavete kapıldım gidiyorum.
Belki de ilk defa organize bir şekilde uzun tura çıkalım dedik, kardeşim ve eşi ile Karadeniz ve Batum turuna çıkacaktık 7 Ağustos'ta ama izinlerin iptali vurdu bizi. Bir sonraki de 21 Ağustos'ta ama kardeşim okulların açılmasına az kalıyor diye vazgeçti, yalnız gitmek de sıkar sanki. Bir sürü şeyi tek başına yapmaya bayılıyorum ama uzun tatilde itici geliyor ne hikmetse!
Yazının devamını uzun uzun yazmıştım, kaydedemeden silinmiş demin. Yine yazmaya bile üşendim, o derece, hatta hazır sofraya bile kurulmaya usanır haldeyim. Eşiği atlasam depresyon diyeceğim bir adım ötesine de, değil!
Ha gayret kısa bir kültür turu ayarlasam sanki gidecek bu uyuntu hal. O bile zul geliyor. Paradoks yani!!!
Yalnız yaptığım ilk gezi Batum'a idi. 3 gün geçirmiştim dolu dolu. Karadeniz turu ekleyememiştim zamanım yoktu ama olsa onu da yapardım. Yani demem o ki, yalnız gitmek sıkmıyor insanı oralarda. Tam tersine nasıl da iyi geliyor anlatamam.
YanıtlaSilYazmıştım Batum hakkında blogumda, gidecek olursa bir göz atın yazdıklarıma derim :) Sevgiler!
Şimdi bir arkadaşımla farklı bir tur şirketi ile gitme planları yapıyoruz ama yalnız da gidebilirim :) Beni sıkan yalnızlık değil tur konseptinde yalnızken başkalarıyla kahvaltı vs. gibi ortak hareket etmek aslında. Hani bir grubun masasında oturan yabancı olmak!
SilBenden de sevgiler:)
Ağustos sıkıntısı.. Sen sıcaktan, ben 1 haftadır 12 derece yağmurlu havadan.. Sabah anlamsızca boşanmayı bile düşündüm, neden bulamadım! Sanırım sadece çekip gitmek istiyorum ve sen önünde bu fırsat varken yapmıyorsun..! ;) İnsanlar ne farklı..
YanıtlaSilBuraya da yağmur geldi, bu sıkıntılı hava hayra akamet değildi zaten. Kımıldamaya başladım ben bu arada:)
YanıtlaSilSanırım hatalardan öte genel bir sıkılma hali, doktora sonrası değişmezlik, okula dönüş sıkıntısı bendeki!