20 Ağustos 2016 Cumartesi

ALTI ÇİZİLİ SATIRLAR

Oyuncu Hazar Ergüçlü ile yapılan bir röportajda kitapların altını çizerek okuma alışkanlığı olup olmadığı sorulmuş. Soruyu görünce yanıtı okumadan kendi yanıtıma dalıp gittim.

Ders kitapları ve test kitaplarımı kardeşlerime veya başkasına devrederin diye çizmeden okur, notlarımı kağıda alırdım küçükken. Kütüphanemi paylaşmam gerekmeyen, en fazla geçici bir süre ödünç verdiğim yetişkinlik dönemimde de durum farklı değil oysa ki. Tez yazarken çevrimiçi okuduğum akademik yayınlarda altını cizdim kitaplarımın sadece.

Başka bir zaman diliminde bambaşka duygular hissettirmesi ihtimali kadar kitabın üzerinde en ufak bir leke, bir kıvrıda olduğu gibi altı çizili satırlardan rahatsız olmam etkili bunda. Bir de galiba birileriyle paylaşınca  o anki duygularımın ifşa olması endişesi. Belki saçma ama kitabın geneli ile ilgili fikir beyan etmekte bir sakınca görmezken, hangi satırlatdan etkilendiğimi birilerinin görme ihtimalinden hoşlanmadığım gerçeğiyle yüzleştim birden. Blog yaz ama ifşa olmayla ilgili derdin olsun, bu ne yaman bir çelişki!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder