22 Kasım 2014 Cumartesi

KARIŞIK

Önceki hafta sonu eve kapanıp teze yoğunlaştığımdan beri evde oturup kafa dinleme, sosyalleşmeme isteği doğdu bende. Havalar da gelgitli olunca dışarı çıkmak zulüm oldu sanki. Üstüne beden de eşlik etti havalara, dökülüyor. 

Tüm bunlara ek bu hafta, sanki inadına dokuz Çarşamba bir araya geldi durumunda. Tez danışmanımla buluşmak için randevulaşma (O, yine yoğunluktan unuttu!), doktorda saatlerce muayene, film çekimi, kontrol üçgeninde dikilmece, aç bilaç beklemenin ve yorgunluğun akşama kulak-baş ve boyun ağrısı olarak geri dönmesi, Bilişsel Davranışçı Terapi Kursu aylar öncesinde bitmesine rağmen sınavının bugün yapılmış olması, arkadaşımın tez danışmanıyla sorun yaşadığı için 10 saat derse girdiğim günün akşamında buluşup konuşmak istemesi... Bir de bu aralar ailemi çok özledim ama TİK'in erkene alınması ihtimali yüzünden plan yapamıyorum. Yazarken yoruldum!

O gün zorlayıcı olsa da, arkadaşımla buluşmam, eve kapanma döngümü kırdı. Birlikte 2 akşam yemeği sonrası bugün de sinema. Daha geç saatte olmasın diye ben başka filme girdim gerçi. Sırf sınav sonrası  kafa boşaltmak için romantik komedi seçtim. Bugün vizyondaki ilk günü olan Karışık Kaset'i. Geyikti, ihtiyaca cevap verdi yani. Çok sanatsal bir şey beklemiyordum, öyle de çıktı. 

Tüm filmle ilgili takıldığım bir şey var yalnız: Babasının arşivini ve yazdıklarını kullanıp babasının ölümünden sonra onun bir türlü bitiremediği kitabı bitiren oğul, kitabı kendi adıyla bastırıyor. İntihal değil mi bu? Git, romantik komedide buna takıl! Mesleki deformasyon resmen:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder