Temmuz ortalarından itibaren benim için geri sayımım başlar. Birlikte şu kadar gün kaldığını, denizi şu kadar zaman göremeyeceğimi söylenir dururum. Cerenmus'un bahsettiği yaşamın Temmuz, Ağustos ve sonra gelecekse diğer dönemleri ile ilgili bir derdim yok ama Ağuıstos'ta bilet ayarlama, boş eve dönüp evi temizleme gibi çabuk çözülecek sorunları dert ederim yıllardır. Bu sorunların asıl kaynağı özlemle baş etme, bunun farkındayım ama terzi ve sökük meselesi işte!
Ağustos geldi pir geldi zaten. Kuzenin kına ve nikahı gibi zorunlu bir etkinlik dolayısıyla il dışına çıkmak gerekti ailecek. Zaten sevmiyorum bu teraneleri ama kuzenin hatrına gittik, toplumsal varlıklarız ya bir de, aman ayıp olmasın. Minnoş, havale geçirip durduğu için il dışına ilk kez sağlık sorunları nedeniyle çıkmıştı, o da Ankara kırsalına. Bu kez, Öğrenen Anne'nin Seyşeller tatilini falan örnek verip gaza getirdik anne ve babasını, Amasra'da ev tutuldu birkaç günlüğüne. Tabii hepimiz öğrenen anneanne, dede, teyzeler ve enişte olarak gördük ki, Minnoş'un şansına yağmurlu giden hava sağlığına da iyi gelmedi. Erken dönülen tatilde zaten nanemolla olan Minnoş, dün geceyi hastanede geçirdi. Teyzesi benden gelen astıma yatkın alerjik bünye, ömrümüzden ömür aldı. Nefes alırken zorlandığını görmek, nefesimizi tıkadı. "Hastanelerin yokluğunu görmeyelim ama yolumuz da düşmesin." temennileriyle atlattık bu süreci de. Tekrarı olmasın.Evde olmak güzel:)
Çok çok çok geçmiş olsun :( Çok zor bir süreç, biliyorum..
YanıtlaSilHepimiz bir ferahladık. O da, daha hastaneden çıkmadan boynumuza atladı sevinçten.
YanıtlaSil