21 Mayıs 2014 Çarşamba

MAHLAS- LAKAP-ETİKET, BİZ-SİZ-ONLAR

Uzun zamandır, öğrencilere sürekli uyarıda bulunduğum ve üzerinde uzun uzun konuştuğumuz bir konu birilerine lakap takmak. Bu lakaplar öyle, halk şairlerinin bile isteye edindikleri mahlaslardan değil. Kişi istemese de birileri tarafından yapıştırılmış etiketler. 

Daha açık tenli olanın koyuya "Arap", konuşması İstanbul Türkçesi'ne yakın olanın öbürüne "Peşmerge", uzun olanın kısaya "Cüce", zayıf olanın şişmana "Dobi" dediği bir iletişim şekli var ergenler arasında. Muhtemelen evde, sokakta, yakın çevresinde böyle bir yaftalama nöbetine tutulmuş bir sürü tanıdığı var ve doğal olanın bu olduğunu sanarak yaşayıp gidiyor. Kişi lakabını kendi edinmişse sorun yok ama sürekli bir şikayet durumu söz konusu olunca izter istemez uyarılar zinciri de başlıyor. Kişilere istemediği lakaplarla seslenmenin kırıcı, dışlayıcı, rahatsız edici olabildiğini öğrenmek bazılarını şaşırtabiliyor. Bazıları, konu hakkında ilk kez düşündüğünden kafasında bir ampul yanmış ifadesi beliriveriyor yüzünde. 

Takılan lakaplardan en son nasibini alan; hali, tavrı, ses tonu nedeniyle homoseksüel olduğunu düşündükleri staj öğrencim oldu. Anlamsız espriler yapıp ona duyurmaya çalışıp, üstüne "Ortamı yumuşatmak istedim." diyen de oldu, duyulmayacağını düşünüp aralarında "yumuşak" vurgusu yapan da! Hepimizin birbirimizden farklı olabileceğini, insanları etiketlemenin yanlış olduğunu anlatmaya çalışma çabam, öğrenciler üzerinde biraz olsun işe yaradı, kişiliğini değerlendirir oldular ama öğretmenlerin bir kısmıyla ne yapacağımı bilemiyorum hala. Bizden olmayanı, bize benzemeyeni ötekileştirmek, adını söylemeyip etiketlemek daha kolay nasılsa!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder