12 Ocak 2021 Salı

YAŞ ALMAK, SAYGI VE SABIR

Her pazartesi okula sınıf defterlerini imzalamaya gidiyorum. Beraber gittiğim iki sınıf öğretmeni ve dönüşümlü çalışan idarecilerden eğer müdür denk gelmişse odada maskesiz 3 kişiye maruz kalıyorum. Bir de maskesiz hizmetli, 4.

 "Bir çay daha içelim.","Aynı odada yarım saat  kalınca maske de olsa fark  etmez.", " Benim maskeye alerjik var.", " 85 yaşında, evden çıkmayan bir kadın da korona olmuş. (Sonradan eve bir temizlikçi geldiği de ekleniyor hikâyeye ama korona taşıyabileceği ile vurgu da yapılmadan!)". Bunlar, bugüne kadar duyduğum bahanelerden birkaçı. Hoşsohbet de keratalar, normalde oturup iki lafın belini kırarsın. Oysa durum, insana saygı ve bencillikten uzak durma kategorisinde olunca, alıp kitabımı imza sonrası 2 saatlik mesaiyi doldurayım diye boş bir sınıfta çile dolduruyorum. 

Geçen hafta, imza esnasında arkama açık pencereyi almış otururken, bir güzel de soğuğu yemişim aldatıcı kış güneşinde. Sonra da, geniz akıntısı, diş eti sızlaması, boyun ağrısı gibi ortaya karışık bir çeşniyle girdim yeni yaşıma. " Artık 40000 bakımını bile geçtin." diyenlere "Yaşlılık değil bu, büyüme sancısı." geyiği yaparak. Tabii, yersen! :)

Korona bir şey öğretecekse, başkasına saygıyı öğretsin en çok, bunu diliyorum. Yirmili yaşlarındaki dünyayı ve insanları daha kolay düzeltebileceği umuduyla yaşayan biri olsam, çok daha kırılgan olurdum şu süreçte.  Daha da, saldırgan tabii. Yaş almamıza dua etsinler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder