Gaziantep'le ilgili izlenimlerimi bir sonraki yazıda yazasım var. Gezi yazisi yazmayı sevmesem de var bu kez.
En önemli öğretim, Doğu ve Güneydoğu halkı aynıymış algım yıkıldı sanki. Hava daha ılıman olunca, insanların karakteri de daha munis G.Anadolu'da. Misafirperverlik tavan yapmış durumda. Bir örnek yaşadık ki, kendimizi sorguladık. Biz artık yöresel yemeklerden yorulup bir zincirin kafesinde kahvaltı yaparken, üşüyüp yer değiştirmek istedik. Garson yer gösterdi, bir de baktık ki, orada başkaları oturuyor. Adamlar bizi görünce kalkıp yer verdiler. Çok mahçup olup bize boş dendiği için geldiğimizi söyledik. Israr edip yeri bize verdiler. Sanki kafede müşteri değil tüm şehrin misafiri imişiz gibi! Doğu bu anlamda çok farklıydı, ayırttığım otobüs biletleri kendi yakınlarına satılır, düzgün iletişimde tepemize çıkılırdı. Kongre yerini dert etmemin sebeplerinden biri de bu yaşadıklarımdı biraz da. Kıssadan hisse önyargılı olmamak gerekmiş!
Not: Yazasım var deyip taslağa atmışım bu yazıyı ama o arada bir sürü Antep fotoğrafı olan telefonum kafayı yiyip teknik servise gitti. Hem de sadece şarj soketini değiştirmek için ilk teknik servise gidişinde mahvettikleri için 2. kez! Yaparken içine etmek, işte bizim tamir anlayışımız!!!
Doğu güzeldir.
YanıtlaSilBen özlüyorum o insanları.
Önyargılı olmamak için çok mücadele ediyorum kendi içimde ama ilk izlenimlerim o kadar fenaydı ki! Oradan yadigar çok köklü arkadaşlarım, dostlarım kaldı yadigar. Oraların artısı bu oldu bana.
Sil