Bugün de onlardan biri.
Babam ve büyükbabam askerliklerini Çanakkale'de yapmış. Her ailede olduğu gibi, bu savaşa gidip dönemeyen büyük aile üyelerimiz var. Gitmeden önce de, gördükten sonra da Çanakkale'yi sevdim belki de bu nedenlerle.
Şu anda aynı yaşlarda gençleri eğitmeye çalıştığım için de, o günün ruhuna ayrı bir saygım var. Büyük Britanya'nın savaşın kucağına attığı ANZAKlara da.
İlkokulda kendi yazdığım şiiri törende okurken nasıl bir ruh halendeysem, her yıl aynı duygularla karşılıyorum bu günü. Savaşın galibi de olunsa, kaybettiklerimizden dolayı mağlubuz aslında. Savaşlar olmasa da, kutlayacak galibiyetletimiz de olmasa keşke.
Avustralya'da yaşarken yıllardır kitaplarda okuduğumdan çok daha fazla öğrendim Çanakkale savaşı hakkında, özellikle de tek tarihi bu olan bir milletin dedelerinin yenilgisine, kendilerinden onca uzaktaki savaşa katılmalarındaki anlamsızlığa rağmen nasıl da saygı duyduklarını görünce.. Çok hüzünlü hikayeler anlatılır, mesela aynı yaştaki gençler bunlar savaşan, çok kıtlık çekmişler, bazen gece olur ateşkes olurmuş, birbirlerine birkaç adım ilerde siperdeler düşün, biri ekmek atarmış, diğeri sigara atarmış, sabah yine savaşırlarmış.. Ne acı.. Ne anlamsızlık.. Biz özgürlüğümüzü kazandık ama ne zorluklarla kazandık, bunu unutmamak lazım işte..
YanıtlaSilSanırım biraz da, "Yaşasın yendik, en büyük biziz." büyüklenmesi olmadan, savaşta ölmüş diğer askerlere (düşman askerî yazmaya elim varmıyor!) kucak açılan bir dönem olduğu için özel buluyorum bu günü.
Sil