29 Nisan 2015 Çarşamba

KULİSLER

Çarşambaları toplam 10 saat derse giriyorum, dolayısıyla öğle paydosu hariç molasız gün daha başlarken yorgun ve bıkkın olabiliyorum. Daha sabah okula vardığımda, aynı zamanda çocuklarının tepemde boza pişirdiği ve bu nedenle bana mahçup olduğunu da söyleyen üst kat komşum olan müdür yardımcımız, arada görüşmek istediğini söyledi. Arada boşluğun yok ya, çok önemliyse söyleyebileceğini ilettim. Bir gizem, bir gizem, sormayın! Sonra odasında konuşmak istedi.

Neyse, gittim bir ara. Kendi odasi doluydu, müdürün odasına geçtik. Aklımda bir sorun olduğuna dair fikirler oluşmaya başladı. Karşılıklı oturduk. Araştırmalarına göre sendikalı olmadığımı gördüğünü, Eğitim Bir-Sen'e (hükümet yanlısı sendika olur kendileri!) üye  olmayı düşünüp düşünmeyecegimi sordu. Adama tüm sendikaların politika yaptıklarına inandığımı, Tabibler Odası gibi bir birlik olsa ona katılabileceğimi söyledim.

10 günlüğüne üye olup ayrılsam olmaz mı diye sordu hu kez. Açık iletişim yanlısıyım ya, bir sendikaya üye olmayı düşünseydim bile son seçeneğinin bu olacağını söyleyiverdim. Bu durumlarda kıvıramiyorum ben. O lafı söyledim, hala arkamdan düşünüp düşünmeyecegimi sordu. O kadar önemli ki kelle hesabı, kişilerin ne düşündüğü ve değer yargıları önemli değil. Sırf sendikalara olan inançsızlığımdan nöbetten yırtmak adına bile bir sendikaya üye olmadım. Oturup düşünebilseler "Bu mazoşist mi hala nöbet tutuyor?" diye kulis yapmaya kalkmazlar ama yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder