Gün içinde ve gece, yaz falan dinlemeyip ders çalışırken onu rahatsız etmemek için çok aramıyoruz ama destek olmak, hal hatır sormak için aramadan da duramıyoruz. Biraz önce aradığımda, laf arasında "9 günün kaldı değil mi?" deyince cevabı sert oldu. "Aynı G. halam gibisin, bana hatırlatma, geriliyorum." Yok ben hatırlatmasam, zaman akmayacak belki ama G. halaya benzetilmek de hoştu (!) doğrusu.
G. halam, babamın ablası, 2 biyolojik halamdan biri. Bir de, halamlarla birbirlerinin annelerinden süt emmiş Ş. halam var ki (süt anne geleneği yok bizde ama başka ne denir belli değil!), kendisini diğerlerinden daha yakın, daha samimi görürüz. Kan bağı, her şey değil yani. Neyse dağılmadan, G. halam, ailenin felaket tellalıdır. Nerede kim hastalanmış, boşanmış, ölmüş ondan duyarız. Hayatımızda hiç tanımadığımız, bilmem ne amcanın damadının dayısının kızı gibi zincirleme akraba tamlamalarının başına gelen her türlü teraneyi ondan haber alırız. Ben de, aile içinde bir sevgi kelebeği, mutluluk balonu falan sayılmadığımdan,olumsuzluklardan bahsedince ona benzetiliyorum bazen ama yok ben felaketçi değil gerçekçiyim. Kabul etmem G. hala olmayı:)Sözün özü, gerçeği belirtince damgayı yiyiverdim kardeşimden.
Kişiliğimiz, olaylara verdiğimiz tepkileri nasıl da etkiliyor. Bazılarımızda sınırlı zaman, motivasyonu artırıp hızlı çalışmayı sağlarken, bazılarmızda kaygıdan sürmenaj olmaya giden bir gedik açıyor. Kardeşimde olduğu gibi, hatırlamak bile sinir bozucu oluyor geçen zamanı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder