27 Haziran 2022 Pazartesi
NEGATİF PSİKOLOJİ
23 Haziran 2022 Perşembe
G. 36 YAŞINDA
Yaşasaydı, G. bugün 36 oluyordu. Özellikle geceleri mesaj atacak hissinden kurtulmak zor. Yeni atanan bir doktor ya da kanserle ilgili yeni bir gelişme haberini birbirimize aktarmadan geçmedi son 2 yıl. Hatta şehirde kalan son onkolog da istifa edince, bir Change.org kampanyası başlattım ve ilk o el attı olaya, yerel gazeteye onkolog önündeki kuyruk haberini de yorumuyla o köpürttü.
En çok yazdığıma katıldığı her an "Dimi" diye yazması, şen şakrak ses tonu ve yaşama azmi kalacak ondan hatıra :( Kardeşim, ' Sadece öfkeni paylaşıyorsun." dese de üzüntümü de paylaşayım istedim.
10 Haziran 2022 Cuma
G.
Mayıs, iklimi, çiçekleri, az nemi ve okulların son demi ile çok sevdiğim bir ay ama ilk gününden beri art arda ölüm haberi aldım geçen ay. Bir arkadaşım Şubat'ta ölen babasının ölüm haberini üzülürüm diye saklayıp geçen ay bayram esnasında söyledi, 2'ye giden bir öğrencim trafik kazasında kaybetti babasını, öteki gencecik teyzesini kanserden, bir arkadaşımız babaannesini, üniversiteden görüştüğüm tek arkadaşım da annesini,... Bir kötü haber daha almaktan korkarken en vurucusu geldi.
Yıllar önce, arkadaşımı E."Hiç arkadaşımı kaybetmedim, nasıl dayanılır bilmiyorum." minvalinde bir şeyler söylemişti, ne kadar aile odaklı olduğumu, sadece ailemi (özellikle çekirdek) kaybetmekten korktuğumu ve arkadaş kaybını hiç aklıma getirmediğimi o gün fark etmiştim. Aradan yıllar geçti ve ben 21 gün önce ilk kez yaşadım bu kaybı:(
"Aynı durumu yaşıyoruz, yardım edebileceğim bir şey olursa mutlaka haber verin." dememle başlayan, son iki yıldır özellikle geceleri mesajlarla süren iletişim. Okuldayken, ben ilkokul, o ortaokul kadrosundayken sadece bir selamlaşma ve kısa konuşmadan ibaret mesai arkadaşlığının kanserde boy vermesi. Ailemin tüm fertleri ile tanışması, tüm çekingenligime rağmen okulca ona moral buluşmaları organize etmelerim, arayıp sormaları için teşvikler, geceler boyu yazışmalar, bir de nedense eşi ile bile değil sadece benimle paylaştığını sonradan öğrendiğim ağrı, sızı ve yan etkili günler kaldı geriye. Kendi kendime bir arkadaş edinip kaybettim ilk kez.
Yazılacak, söylenecek çok şey var ama bugünlük bu kadar.
26 Mart 2022 Cumartesi
KARANLIKTA VE SESSİZLİKTE DİYALOG
Karanlıkta Diyalog ile Sessizlikte Diyalog, bugün ilk kez karşılaştığım ve geç keşfettiğime utandığım iki konsept. Youtube'da ayrımcılık ile ilgili bir video izlerken, Kenyalı Joel Moriasi'nin kanalında denk geldim bu müze tarzına. Kendisi, siyahi (Afro-Amerikan da denemez çünkü Kenya, coğrafi olarak uymuyor! Siyahi de, renk belirtiyor, ayrımcılık riski var) olduğu için yaşadığı bazı nahoş durumlardan da bahsediyor kanalında.
Gelelim müzeyeeee! Görme ve işitme engelliler ile empati kurmanın, karanlıkta herkesin eşit olduğunu vurgulayan derdiyle kurulmuş bir müze. Gayrettepe Metro İstasyon'unda. Önceden yürüme mesafesindeymiş son oturduğum ev ama müze kurulmamış o dönem.
Engelliler Haftası kutlamaları konusunda görevliyim bu yıl ve İstanbul'da yaşasak kesin oraya gezi düzenlemek isterdim. Sadece Çanakkale ve Ankara gezilerine onay var ve öğrenciler ile gitmek hayal. Yeğenimle görebilmeyi çok isterim ama. Küçük şehre sinir oldum yine durduk yere, iyi mi? 😀
15 Mart 2022 Salı
SMA KUMBARASI
Okulda bir öğretmenimiz SMA gönüllüsü. Şu anda yayınları takip etmek ve arada paylaşım yapmak dışında bir faaliyet yok. Bu yüzden, burada bazı lokanta ve kafelerde gördüğüm kumbaralardan bahsettim ona.
Valilik onaylı kumbaralar, kasa yanına konuyor ve isteyen müşteri para öderken katkıda bulunuyor kampanyalara. Bunları konuşup bazı yerlerle bağlantı kurmaya çalışırken, " Güvenli bir yere konulsa da, çalınmasa!" dedi. Üstüne çikolata kutusu konulup korunmaya alınan kumbara görmüştüm ama alıp da götürüldüğü aklıma gelmemişti. Hala saf bir yanım var hayata karşı!
Eve gelince, arama motoruna "SMA kumbarası" yazıp kafelerle bağlantı kurmanın başka yolları da var mı diye ararken karşıma sürekli çalınan SMA bağış kumbarası haberi çıktı. Damlaya damlaya göl olması için zaman ve kiloyla yarışan ailelerin umudunu da çalan bir sürü vicdansızla yüzleşirken bir kez daha utandım insanlıktan 😞
12 Mart 2022 Cumartesi
1987 KIŞI: RETRO
1987 kışını hatırlayanlar parmak kaldırsın! Karın bacak boyumuzda olduğu, okulların tatil edildiği o efsanevi kış. Hakkında şarkı bile var, o dönemin çocukları gibi mutlu olmayı temenni eden.
Aybar etkisi ile, hava 1987 kışı gibi olacak diye bir beklenti vardı burada da bu hafta. Pamuk gibi yağdı çabucak eridi, yine yağdı, yine eridi ama adı yetti ve 10 Mart'ta kar tatili oldu. Malum merdivenli ve yokuşlu şehir.
Acayip nostalji yaptım o gün. (Ergen ağzından kalma: Nostalji yapmak.) İkinci kez abla olduğum o kışa geri döndüm. Kar tatili, doğum heyecanı, tek kanallı dönemde Salı günleri izlediğimiz Yavru Kuş dizisini bebek sesi eşliğinde yine izleme azni 😀 Annem, gece yarısı evde doğum yapmış, sabah da kardeşimle beni kantar almaya halama göndermişlerdi. Yürüme mesafesi olarak kısacık yol, karda bata çıka uzamıştı.
Bazen şakayla karışık o soğukta yola koyulmaya laf da söylerim annemlere. Aynı yaşlardaki yeğenimi, bugün olsa karda bir yere yollamaz mesela. Keza zamane çocukları yan sokaktaki evleri için servisle gidip geliyor okula. Neyse konuyu dağıtmadan, 35 yıl öncesinin havasına bu kez hiç kara batıp çıkmadan, evde yayılarak, okuyarak, yazarak, dinleyerek tanıklık ettim. Karla bu mesafeyi seviyorum.
6 Mart 2022 Pazar
BOYKOT
4 Mart 2022 Cuma
MASKE KİMSİN SEN?
Saldım çayıra, Mevlam kayıra mantığıyla maske konusunda bir gevşeklik getirildi bu hafta. Özdenetim abidesi halkımız(!), mesafe ve havalandırma yeterliyse kapalı alanda da maske takmayabileceğini öğrendi. Öyle havada bir tanım ki bizim ülkeye göre.
Bugün, diş hastanesinde annemin uyardığı bir genç kız, hastaneler bu kapsam dışında olmasına rağmen, " Siz takıyorsunuz, yeterli!" diye bir savunma yaptı daha biraz önce. (Yine bir hastaneden bildiriyorum!)
Dolmuşta falan zaten tek cam açılsa, yeterli havalandırma var deyip maskeyi indiren bir güruh olacak, okullarda hala maske zorunlu ama gel de ergenlere anlat! Daha katı kurallar varkn bile, " Öğretmenin maske tak derse takma, şikayet ederim."diyen veli biliyorum ben.
Bilal'e anlatır gibi tek tek "Orada yasak, burada değil" diye tabela asılmadıkça insanların sağduyusuna kaldık. Açık havada maskeye devam edip bekliyorum sonucu.
27 Şubat 2022 Pazar
KARA
2 gün önce, kaçak bir maden ocağında göçük oldu burada yine. Bir öğrencim, 10 yaşında babasız kaldı. Ağabeyi eski öğrencimiz, o da 12 zaten. Bir de, daha küçükleri varmış.
Buraya geldiğimden beri ilk değil bu tarz ölümlerde babasını kaybeden öğrencimin olması. Her seferinde, aynı yürek tutulması, en çok çocuklara üzülmek!
İstanbul'da yaşarken de, görev yaptığım ilk yıldan bir öğrencim göçük altında kalıp can vermişti. Televizyonda haberlerde izleyip donup kalmıştım. Hüngür hüngür ağlamıştım fakir ve zavallı haline, ekranda sadece bir isim olarak yer almasına.
"Fıtratında var!" denilip öylesine görmezden gelinen bir konu ki, kaçak ocaklar, kaçak olmasa da iş güvenliğinin hiçe sayıldığı yapılar ve kaçınılmaz kazalar, daha doğrusu cinayetler! Üstelik bu olayda, ocağın sahibi de kendi ailesinden. Geçim derdinden ya da paragözlükten, yok olup giden bir hayat ve geride kalanların acısı. Anlatabilirse birileri o çocuklarabu yaşta fıtratında illa babasız kalmak mı vardı diye, bize de susmak düşecek.