Bugün babamsız ilk Babalar Günü ve yaşadığım sürece son olmayacak :( Bu tarz özel günleri hep tedirginlikle kutlarım, olmayan da var diye ve bu yıl ilk kez onlardan biriyim. Bugüne o kadar odaklanmışım ki, bayram olduğunu iki gün önce annemin hatırlatması ile fark ettim. 18'inde falan sanıyordum.
Tez dosyası kalınlığında bir sürü evrak, telefonumda hastalıkla ilgili onlarca numara, bir sürü tıbbi cihaz, ilaç, randevu telaşı, doktor görüşmeleri, ambulansta görevli olup bize taşımakta yardım eder mi kaygıları gibi iyileşme ile yok olmasını istediğim bir sürü şey yok artık hayatımızda. Sağlık sisteminin berbat işleyen her çarkı ve o çarkı işleten insancıklar da. Yok olmasını istediğim ama bu şekilde hayatımızdan çıkmasını hiç istemediğim bir sürü şey!
Fazlaca iç hesaplaşma, pişmanlık, çokça özlemle dolu günlerim. Babam kadar sabırlı, hoşgörülü olamadım hiç bu hayatta. "Dünyayla kavgalı" bulurdu çoğunlukla beni. Benden daha çok severdi insanları, koronadan onu korumaya çalıştığımız onca yıl hep sarılmak istedi insanlara. Babası gibi bir baba olmama kararına hep uydu. Damarlarını dikkatsizce delip geçen hemsirelere de, herhangi bir ihmale de hep babacan yaklaştı. Biz sinirden, telaştan, ona yansıtmama kaygısından dört dönerken hep vakur durdu. Babası dışında iyi bir insanı da kaybeden çocuklar bıraktı o yüzden ardında. Kemiksiz dilim, bol sarılmalı ailenin belki de en az sarılan ferdi olduğum için affeder beni umarım.