23 Ocak 2017 Pazartesi

İNSANLIĞIN GEN HARİTASI

Geçenlerde başını biraz kaçırdığım bir belgesele denk geldim. National Geographic'in Türkiye versiyonunda izlediğim en güzel belgesellerden biriydi bu.

Necla ve Mehmet Demirci adlı New York'ta yaşayan iki kişiden yola çıkarak toplumların gen haritasını anlatan The Human Family Tree adlı bir belgesel bahsettiğim. Bir Yunanlı ile bir Afro-Amerikanın, bir Müslüman Türk'ün Yahudi Aşkenazi ile binlerce yıl öncesine dayanan bir akrabalığı olduğu vurgulanıyor ve vurucu bir mesajla bitiyor.

İzlemeyi düşünenler için fazla detay verip işi sulandırmayayım ama özeti şu:

AİLE DEDİĞİMİZ ŞEY, SANDIĞIMIZDAN DAHA GENİŞ OLABİLİR, HEPİMİZİN KESİŞİM KÜMELERİ VAR. YABANCI BULDUKLARINA BİR DE BU GÖZLE BAKMAYI DENE!

İNSANLIĞIN GEN HARİTASI

Geçenlerde başını biraz kaçırdığım bir belgesele denk geldim. National Geographic'in Türkiye versiyonunda izlediğim en güzel belgesellerden biriydi bu.

Necla ve Mehmet Demirci adlı New York'ta yaşayan iki kişiden yola çıkarak toplumların gen haritasını anlatan The Human Family Tree adlı bir belgesel bahsettiğim. Bir Yunanlı ile bir Afro-Amerikanın, bir Müslüman Türk'ün Yahudi Aşkenazi ile binlerce yıl öncesine dayanan bir akrabalığı olduğu vurgulanıyor ve vurucu bir mesajla bitiyor.

İzlemeyi düşünenler için fazla detay verip işi sulandırmayayım ama özeti şu:

AİLE DEDİĞİMİZ ŞEY, SANDIĞIMIZDAN DAHA GENİŞ OLABİLİR, HEPİMİZİN KESİŞİM KÜMELERİ VAR. YABANCI BULDUKLARINA BİR DE BU GÖZLE BAKMAYI DENE!

19 Ocak 2017 Perşembe

KURGU MU GERÇEK Mİ BİLMEDEN

Yüksek hızlı trende 9 yaşındaki kızıyla yan yana oturmak isteyen babaya İslam'a aykırı mazeretiyle engel olunduğu ile ilgili yazılara ve change.org kampanyasına denk geldim bugün. Birileri bizi işletiyor mu, olayın gerçeği bu mu bilmemiz de zor bu ortamda. 'Trollenmek" girdi ya gündeme, hep bir soru işareti, hep bir muamma! Daha önce, tek başına yolculuklarımda her iki cinsle de oturmuş olduğumdan biraz da bu kafa karışıklığım.

Ayşe Kulin'in son iki romanındaki (Tutsak Güneş ve Kanadı Kırık Kuşlar) karakterler gibi hissediyorum kendimi bazen. Hayatın olağan akışında, kendi özelinde travması az, dünyada ve ülkede olanlardan yorgun ve kırgın... En çok da kafası karışık.

KURGU MU GERÇEK Mİ BİLMEDEN

Yüksek hızlı trende 9 yaşındaki kızıyla yan yana oturmak isteyen babaya İslam'a aykırı mazeretiyle engel olunduğu ile ilgili yazılara ve change.org kampanyasına denk geldim bugün. Birileri bizi işletiyor mu, olayın gerçeği bu mu bilmemiz de zor bu ortamda. 'Trollenmek" girdi ya gündeme, hep bir soru işareti, hep bir muamma! Daha önce, tek başına yolculuklarımda her iki cinsle de oturmuş olduğumdan biraz da bu kafa karışıklığım.

Ayşe Kulin'in son iki romanındaki (Tutsak Güneş ve Kanadı Kırık Kuşlar) karakterler gibi hissediyorum kendimi bazen. Hayatın olağan akışında, kendi özelinde travması az, dünyada ve ülkede olanlardan yorgun ve kırgın... En çok da kafası karışık.

15 Ocak 2017 Pazar

KADER

İlk hamileliği düşükle sonuçlanmıştı. Üniversiteye yeni başlamış tek kardeşini lenfomadan 2 hafta içinde kaybettikten birkaç ay sonra ikinci kez hamile olduğunu öğrendi. Bu arada, özel okuldan istifa etti, devlete atandı. Bebek şansıyla gelmişti sanki. Yalnız, doktorum yaptığı hesaplara göre bebeğin doğumu dayısının ilk ölüm yıldönümü tarihine yakındı, belki birkaç gün, belki bir hafta ara.

Biraz normal doğum korkusundan, biraz da kardeşinin öldüğü gün doğum yapmaktan korktuğu için sezaryenle karar kıldı. 11 Ocak 2017 için gün alındı. 9 Ocak olmasın da, ne olursa olsundu zaten.

Sabah kalktı, eşi işe gittikten bir süre sonra camda bir karaltı fark etti. Eve girmeye çalışan hırsızla burun buruna geldi. Korkusundan suyu geldi ve acilen sezaryenle alındı. 9 Ocak 2017, saat 11.30'da C. dünyaya geldi, sadece dayısının öldüğü günde doğmakla kalmadı, doğduğu saat de onun ölüm saatiydi!

Yukarıda yazdıklarım, bir kitapta ya da filmde olsaydı, "Ne de abartmışlar, tesadüfün böylesi de olmaz ki, fazla zorlama!" gibi yorumları yapanlardan olurdum büyük ihtimalle.Geçen yıl kendi doğum günümden bir gün sonra bu ölüm haberini almıştık yolda. Arkamdan gelen otomobilin korunmasıyla kenara geçmeyi akıl edinebilmiştim. Tanışmadığım halde, genç bir ölüm çok etkilemişti beni.

Kardeşimin eşi, enişte diyemiyorum, benim de biyolojik olmayan kardeşim O., amca oldu. Yeğeni C., işte tam da, bu tesadüfle doğdu. Kuzenim de, anneannemin cenazesinde anne olacağını öğrenmişti. Bizim dışımızda gelişiyor hayatın akışı çoğu zaman. Bazen, kaderi zorlayıp akışını değiştirmeye çalışsak da, bir yere kadar yapabilmeye gücümüz var. Daha ötesi yok!

KADER

İlk hamileliği düşükle sonuçlanmıştı. Üniversiteye yeni başlamış tek kardeşini lenfomadan 2 hafta içinde kaybettikten birkaç ay sonra ikinci kez hamile olduğunu öğrendi. Bu arada, özel okuldan istifa etti, devlete atandı. Bebek şansıyla gelmişti sanki. Yalnız, doktorum yaptığı hesaplara göre bebeğin doğumu dayısının ilk ölüm yıldönümü tarihine yakındı, belki birkaç gün, belki bir hafta ara.

Biraz normal doğum korkusundan, biraz da kardeşinin öldüğü gün doğum yapmaktan korktuğu için sezaryenle karar kıldı. 11 Ocak 2017 için gün alındı. 9 Ocak olmasın da, ne olursa olsundu zaten.

Sabah kalktı, eşi işe gittikten bir süre sonra camda bir karaltı fark etti. Eve girmeye çalışan hırsızla burun buruna geldi. Korkusundan suyu geldi ve acilen sezaryenle alındı. 9 Ocak 2017, saat 11.30'da C. dünyaya geldi, sadece dayısının öldüğü günde doğmakla kalmadı, doğduğu saat de onun ölüm saatiydi!

Yukarıda yazdıklarım, bir kitapta ya da filmde olsaydı, "Ne de abartmışlar, tesadüfün böylesi de olmaz ki, fazla zorlama!" gibi yorumları yapanlardan olurdum büyük ihtimalle.Geçen yıl kendi doğum günümden bir gün sonra bu ölüm haberini almıştık yolda. Arkamdan gelen otomobilin korunmasıyla kenara geçmeyi akıl edinebilmiştim. Tanışmadığım halde, genç bir ölüm çok etkilemişti beni.

Kardeşimin eşi, enişte diyemiyorum, benim de biyolojik olmayan kardeşim O., amca oldu. Yeğeni C., işte tam da, bu tesadüfle doğdu. Kuzenim de, anneannemin cenazesinde anne olacağını öğrenmişti. Bizim dışımızda gelişiyor hayatın akışı çoğu zaman. Bazen, kaderi zorlayıp akışını değiştirmeye çalışsak da, bir yere kadar yapabilmeye gücümüz var. Daha ötesi yok!

5 Ocak 2017 Perşembe

SERZENİŞ DEĞİL


Bu bir serzeniş yazısı değil.

Yeni yıl önce sağlık dileğiyle girmiştim. Minnoş gece kötü olunca sabahı beklemeden hastaneye yatırıldı. 31 Aralık ve 1 Ocak gecelerini orada geçirdi, 2 Ocak'ta da çıkamayacaktı ama her zaman gittiği doktorun araya girmesiyle çıkabildi.

O çıkınca o kadar ferahladık ki, annemin ve iki kardeşimin eşzamanlı acillik olup serum yemeleri, rapor alacak kadar hasta olmaları bile o kadar etkilemedi bizi. Çocuk hastalığı fena. Yetişkini de ruhen hasta ediyor. Görünürde en sağlam benim ama dişçiye git, kulağın uğuldasın, boynun tutulsun ne kadar iyi olunursa.

Başta da yazdığım gibi bu bir serzeniş yazısı değil. Minnoş hastanedeyken, bunalmasın diye koridorda gezdirdim. O esnada, elimden tutup içinde park ve kütüphanenin de olduğu, oyuncak ve süs dolu bir koridora soktu beni. Yılbaşı süslerinden birimin adını görmemişim, onkoloji servisine girmişiz. Orada belki de tüm özel günlerini (biz sadece yılbaşı ve babamın doğum gününü geçirmişken) hastanede geçirenlerin varlığı daha çok dank etti bana. Eve döndükten sonra kardeşimle yazışırken (sesi çıkmayınca mecburrrren) orada yatan 3 yaşındaki bir çocuğun muhtar aracılığıyla çıktığı gazete haberini yolladı bana. İşsiz babası ve kanserle mücadele zorunluluğu, para toplama kampanyası.

Bir yandan daha kötüyü görüp haline şükretmek. Bu bencillik mi hala emin değilim. Öte yandan, bir nebze de olsa birilerine iyilik edebilme fırsatının ayağınıza gelmesi. Gerçekten ihtiyacı olan birilerine ulaşmak öyle zor ki! ( Burada C.nin de kulağını çınlatayım!) Benim son ev taşımada eşyalarımı verdiğim bir aileyle ilgili böyle bir yaram da var ayrıca!

Sağlıklı günler!!!


SERZENİŞ DEĞİL


Bu bir serzeniş yazısı değil.

Yeni yıl önce sağlık dileğiyle girmiştim. Minnoş gece kötü olunca sabahı beklemeden hastaneye yatırıldı. 31 Aralık ve 1 Ocak gecelerini orada geçirdi, 2 Ocak'ta da çıkamayacaktı ama her zaman gittiği doktorun araya girmesiyle çıkabildi.

O çıkınca o kadar ferahladık ki, annemin ve iki kardeşimin eşzamanlı acillik olup serum yemeleri, rapor alacak kadar hasta olmaları bile o kadar etkilemedi bizi. Çocuk hastalığı fena. Yetişkini de ruhen hasta ediyor. Görünürde en sağlam benim ama dişçiye git, kulağın uğuldasın, boynun tutulsun ne kadar iyi olunursa.

Başta da yazdığım gibi bu bir serzeniş yazısı değil. Minnoş hastanedeyken, bunalmasın diye koridorda gezdirdim. O esnada, elimden tutup içinde park ve kütüphanenin de olduğu, oyuncak ve süs dolu bir koridora soktu beni. Yılbaşı süslerinden birimin adını görmemişim, onkoloji servisine girmişiz. Orada belki de tüm özel günlerini (biz sadece yılbaşı ve babamın doğum gününü geçirmişken) hastanede geçirenlerin varlığı daha çok dank etti bana. Eve döndükten sonra kardeşimle yazışırken (sesi çıkmayınca mecburrrren) orada yatan 3 yaşındaki bir çocuğun muhtar aracılığıyla çıktığı gazete haberini yolladı bana. İşsiz babası ve kanserle mücadele zorunluluğu, para toplama kampanyası.

Bir yandan daha kötüyü görüp haline şükretmek. Bu bencillik mi hala emin değilim. Öte yandan, bir nebze de olsa birilerine iyilik edebilme fırsatının ayağınıza gelmesi. Gerçekten ihtiyacı olan birilerine ulaşmak öyle zor ki! ( Burada C.nin de kulağını çınlatayım!) Benim son ev taşımada eşyalarımı verdiğim bir aileyle ilgili böyle bir yaram da var ayrıca!

Sağlıklı günler!!!


31 Aralık 2016 Cumartesi

YENİ YIL ÖNCE SAĞLIK GETİRSİN

Minnoş bu yılı alerji, ateş, krup derken defalarca acillik olarak bitiriyor. Yarın tekrar kontrolden sonra yatırılıp yatırılmayacağı belli olacak.  Umarım yatmadan evde iyileşir.

Biz de dökülüyoruz, bel ağrısı, ürüne nöbeti, vs. Doğal olarak babamın doğum gününü de  beraber geçirdiğimiz bir gün planlarken evlere dağılmış durumdayız.

Bu yıldan da en büyük temennim, önce tüm sevdiklerimin hayatta ve sağlıklı olması. Bir de, yakın bir arkadaşımın Whatsapp grubumuza attığı, kaynağını bilmediğim şu videodaki dilekleri göndereyim.

Gelenin gideni aratmadığı nice yıllara...



YENİ YIL ÖNCE SAĞLIK GETİRSİN

Minnoş bu yılı alerji, ateş, krup derken defalarca acillik olarak bitiriyor. Yarın tekrar kontrolden sonra yatırılıp yatırılmayacağı belli olacak.  Umarım yatmadan evde iyileşir.

Biz de dökülüyoruz, bel ağrısı, ürüne nöbeti, vs. Doğal olarak babamın doğum gününü de  beraber geçirdiğimiz bir gün planlarken evlere dağılmış durumdayız.

Bu yıldan da en büyük temennim, önce tüm sevdiklerimin hayatta ve sağlıklı olması. Bir de, yakın bir arkadaşımın Whatsapp grubumuza attığı, kaynağını bilmediğim şu videodaki dilekleri göndereyim.

Gelenin gideni aratmadığı nice yıllara...