31 Ocak 2017 Salı

HEPİMİZ UZMANIZ!!!


Dünkü yazıyı yazdıktan sonra gece Kim Milyoner Olmak İster'de bir soruya rastladım. 125 binlik soruydu sanırım. 11 yaşındaki bir çocuğun New York metrosunda pazar günleri 5 dakikalığına 2 dolara yetişkinlere hangi hizmeti veriyor olduğu soruluyordu. Seçenekler turist rehberliği, psikolojik danışmanlık, ses eğitmenliği, fizik tedavi idi.

Çocuk bir deha değilse ve erkenden diploma sahibi olmamışsa diye psikolojik danışmanlığı doğrudan eledim. Hadi eli şifalı, çok dil biliyor ya da konservatuvara o yaşta bile gidebilir diye de önce psikolojik danışmanlığa bir çarpı koydum.
Bu kadar laf kalabalığının sonunu tahmin edeceğiniz üzere doğru yanıt, ilk elediğim şıktı.

Sonra açıp neti haber aradım. Çocuk düpedüz tavsiye veriyor, psikolojik danışmanlık falan yapmıyor. Koskoca BBC de bunu psikolojik danışmanlık olarak servis ediyor.
İlgili haber de böyle.

Ne güzel! Eğer aile meclisince fikri sorulan, arkadaş ortamında danışılan, "O sana göre değil, şunu gözüm hiç tutmadı!" falan dediğinizde ciddiye alınıyorsanız siz de nur topu gibi bir psikolojik danışmansınız, müjde! Yok öyle okuluna gideyim, diplomam olsun, süpervizyon lazım gibi serzenişlere gerek yok, olmuşsunuz siz :(

HEPİMİZ UZMANIZ!!!


Dünkü yazıyı yazdıktan sonra gece Kim Milyoner Olmak İster'de bir soruya rastladım. 125 binlik soruydu sanırım. 11 yaşındaki bir çocuğun New York metrosunda pazar günleri 5 dakikalığına 2 dolara yetişkinlere hangi hizmeti veriyor olduğu soruluyordu. Seçenekler turist rehberliği, psikolojik danışmanlık, ses eğitmenliği, fizik tedavi idi.

Çocuk bir deha değilse ve erkenden diploma sahibi olmamışsa diye psikolojik danışmanlığı doğrudan eledim. Hadi eli şifalı, çok dil biliyor ya da konservatuvara o yaşta bile gidebilir diye de önce psikolojik danışmanlığa bir çarpı koydum.
Bu kadar laf kalabalığının sonunu tahmin edeceğiniz üzere doğru yanıt, ilk elediğim şıktı.

Sonra açıp neti haber aradım. Çocuk düpedüz tavsiye veriyor, psikolojik danışmanlık falan yapmıyor. Koskoca BBC de bunu psikolojik danışmanlık olarak servis ediyor.
İlgili haber de böyle.

Ne güzel! Eğer aile meclisince fikri sorulan, arkadaş ortamında danışılan, "O sana göre değil, şunu gözüm hiç tutmadı!" falan dediğinizde ciddiye alınıyorsanız siz de nur topu gibi bir psikolojik danışmansınız, müjde! Yok öyle okuluna gideyim, diplomam olsun, süpervizyon lazım gibi serzenişlere gerek yok, olmuşsunuz siz :(

30 Ocak 2017 Pazartesi

SOCIAL MOM VE DİĞER MESLEK ŞARLATANLARI (!)

Social Mom yani Çağla Düvenci Sönmez de sahte bir psikolog çıkalı bayağı oldu ama konum sadece o değil. Aynı okuldan mezun olduğumuzu görünce bir röportajını okuduğum biriydi, takip etmezdim ama girişimci ruhu dikkatimi çekmişti.

Burad@a yaşayan bir benzeri, erkek versiyonu var ve adama uzun zamandır etik anlamında takmış durumdayım. Felsefe Grubu Öğretmenliği mezunu, es kaza Aile Danışmanlığı sertifikası almış (mevcut yönetmelikte bu mezuniyet grubu aile danışmanı olamıyor, zaten önüne geleni aile danışmanı yapıp suyunu çıkardılar ve şu anda geri adım atma kararı var bazı meslek grupları için) yani adam her delikten çıkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın verdiği özel okullarda rehber öğretmen olmak için verilen üç ( evet yazı ve rakamla sadece 3!) haftalık kurs dışında bir belgesi yok.

Ama...

Bu adamın psikolog ve psikolojik danışman olarak iki ayrı kaşesi var. Ekranlara çıkıp anaokulları hakkında her zaman reklam yapan manken eskisinin okulunda psikolog (!) olarak çalışıyor, bazı okullara da danışmanlık hizmeti veriyor. Facebook"ta psikolojik danışman, uzman tavsiye sitelerinde psikolog. Özel danışmanlık şirketi sahibi, şizofreninden vajinismusa bir sürü danışan görüp hem para hem umut tacirliği yapıyor. On parmakta on marifet anlayacağınız.

Ben Social Mom öncesinde de şikayet etmiştim bir tavsiye sitesine, sonra sitenin dolandırıcılıktan kapandığını okudum bir yerde. Dolandırıcının adresi kendi gibi bir site olmuş yani. Tam Social Mom olayı patladığı günlerde de tez danışmanıma da sormuştum tesadüfen, o hamleyi bana bıraktı. Hem adının bulunduğu sitelere, hem Türk PDR Derneği'ne, hem de Türk Psikologlar Derneği'ne şikayet ettim adamı. Siteden gelen ilk cevapta psikolog adresi değişmiş psikolog danışman yazılmış. Yine itiraz ettim, sonuç aldım bu kez. Derneklerden ses yok daha.

Bizimkiler de şaka yolu takınıyorlar bana " Doktoranla hala işini yapamıyorsun, ondan kıskanıyorsun. O adam senin yerinde olsa İstanbul'â taşınır, Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün bile başına geçerdi." diye :) Bu tipler bugün ruh sağlığı uzmanı, yarın başka bir şey olarak çıkabilir karşımıza. O yüzden önce bir diploma sormak lazım, onun da sahtesi çok bu ülkede ama yine de kapısını çaldığımız yere bir dikkat! Kaybedeceğimiz sadece para değil ruh sağlığımız aynı zamanda ne de olsa!


SOCIAL MOM VE DİĞER MESLEK ŞARLATANLARI (!)

Social Mom yani Çağla Düvenci Sönmez de sahte bir psikolog çıkalı bayağı oldu ama konum sadece o değil. Aynı okuldan mezun olduğumuzu görünce bir röportajını okuduğum biriydi, takip etmezdim ama girişimci ruhu dikkatimi çekmişti.

Burad@a yaşayan bir benzeri, erkek versiyonu var ve adama uzun zamandır etik anlamında takmış durumdayım. Felsefe Grubu Öğretmenliği mezunu, es kaza Aile Danışmanlığı sertifikası almış (mevcut yönetmelikte bu mezuniyet grubu aile danışmanı olamıyor, zaten önüne geleni aile danışmanı yapıp suyunu çıkardılar ve şu anda geri adım atma kararı var bazı meslek grupları için) yani adam her delikten çıkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın verdiği özel okullarda rehber öğretmen olmak için verilen üç ( evet yazı ve rakamla sadece 3!) haftalık kurs dışında bir belgesi yok.

Ama...

Bu adamın psikolog ve psikolojik danışman olarak iki ayrı kaşesi var. Ekranlara çıkıp anaokulları hakkında her zaman reklam yapan manken eskisinin okulunda psikolog (!) olarak çalışıyor, bazı okullara da danışmanlık hizmeti veriyor. Facebook"ta psikolojik danışman, uzman tavsiye sitelerinde psikolog. Özel danışmanlık şirketi sahibi, şizofreninden vajinismusa bir sürü danışan görüp hem para hem umut tacirliği yapıyor. On parmakta on marifet anlayacağınız.

Ben Social Mom öncesinde de şikayet etmiştim bir tavsiye sitesine, sonra sitenin dolandırıcılıktan kapandığını okudum bir yerde. Dolandırıcının adresi kendi gibi bir site olmuş yani. Tam Social Mom olayı patladığı günlerde de tez danışmanıma da sormuştum tesadüfen, o hamleyi bana bıraktı. Hem adının bulunduğu sitelere, hem Türk PDR Derneği'ne, hem de Türk Psikologlar Derneği'ne şikayet ettim adamı. Siteden gelen ilk cevapta psikolog adresi değişmiş psikolog danışman yazılmış. Yine itiraz ettim, sonuç aldım bu kez. Derneklerden ses yok daha.

Bizimkiler de şaka yolu takınıyorlar bana " Doktoranla hala işini yapamıyorsun, ondan kıskanıyorsun. O adam senin yerinde olsa İstanbul'â taşınır, Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün bile başına geçerdi." diye :) Bu tipler bugün ruh sağlığı uzmanı, yarın başka bir şey olarak çıkabilir karşımıza. O yüzden önce bir diploma sormak lazım, onun da sahtesi çok bu ülkede ama yine de kapısını çaldığımız yere bir dikkat! Kaybedeceğimiz sadece para değil ruh sağlığımız aynı zamanda ne de olsa!


23 Ocak 2017 Pazartesi

İNSANLIĞIN GEN HARİTASI

Geçenlerde başını biraz kaçırdığım bir belgesele denk geldim. National Geographic'in Türkiye versiyonunda izlediğim en güzel belgesellerden biriydi bu.

Necla ve Mehmet Demirci adlı New York'ta yaşayan iki kişiden yola çıkarak toplumların gen haritasını anlatan The Human Family Tree adlı bir belgesel bahsettiğim. Bir Yunanlı ile bir Afro-Amerikanın, bir Müslüman Türk'ün Yahudi Aşkenazi ile binlerce yıl öncesine dayanan bir akrabalığı olduğu vurgulanıyor ve vurucu bir mesajla bitiyor.

İzlemeyi düşünenler için fazla detay verip işi sulandırmayayım ama özeti şu:

AİLE DEDİĞİMİZ ŞEY, SANDIĞIMIZDAN DAHA GENİŞ OLABİLİR, HEPİMİZİN KESİŞİM KÜMELERİ VAR. YABANCI BULDUKLARINA BİR DE BU GÖZLE BAKMAYI DENE!

İNSANLIĞIN GEN HARİTASI

Geçenlerde başını biraz kaçırdığım bir belgesele denk geldim. National Geographic'in Türkiye versiyonunda izlediğim en güzel belgesellerden biriydi bu.

Necla ve Mehmet Demirci adlı New York'ta yaşayan iki kişiden yola çıkarak toplumların gen haritasını anlatan The Human Family Tree adlı bir belgesel bahsettiğim. Bir Yunanlı ile bir Afro-Amerikanın, bir Müslüman Türk'ün Yahudi Aşkenazi ile binlerce yıl öncesine dayanan bir akrabalığı olduğu vurgulanıyor ve vurucu bir mesajla bitiyor.

İzlemeyi düşünenler için fazla detay verip işi sulandırmayayım ama özeti şu:

AİLE DEDİĞİMİZ ŞEY, SANDIĞIMIZDAN DAHA GENİŞ OLABİLİR, HEPİMİZİN KESİŞİM KÜMELERİ VAR. YABANCI BULDUKLARINA BİR DE BU GÖZLE BAKMAYI DENE!

19 Ocak 2017 Perşembe

KURGU MU GERÇEK Mİ BİLMEDEN

Yüksek hızlı trende 9 yaşındaki kızıyla yan yana oturmak isteyen babaya İslam'a aykırı mazeretiyle engel olunduğu ile ilgili yazılara ve change.org kampanyasına denk geldim bugün. Birileri bizi işletiyor mu, olayın gerçeği bu mu bilmemiz de zor bu ortamda. 'Trollenmek" girdi ya gündeme, hep bir soru işareti, hep bir muamma! Daha önce, tek başına yolculuklarımda her iki cinsle de oturmuş olduğumdan biraz da bu kafa karışıklığım.

Ayşe Kulin'in son iki romanındaki (Tutsak Güneş ve Kanadı Kırık Kuşlar) karakterler gibi hissediyorum kendimi bazen. Hayatın olağan akışında, kendi özelinde travması az, dünyada ve ülkede olanlardan yorgun ve kırgın... En çok da kafası karışık.

KURGU MU GERÇEK Mİ BİLMEDEN

Yüksek hızlı trende 9 yaşındaki kızıyla yan yana oturmak isteyen babaya İslam'a aykırı mazeretiyle engel olunduğu ile ilgili yazılara ve change.org kampanyasına denk geldim bugün. Birileri bizi işletiyor mu, olayın gerçeği bu mu bilmemiz de zor bu ortamda. 'Trollenmek" girdi ya gündeme, hep bir soru işareti, hep bir muamma! Daha önce, tek başına yolculuklarımda her iki cinsle de oturmuş olduğumdan biraz da bu kafa karışıklığım.

Ayşe Kulin'in son iki romanındaki (Tutsak Güneş ve Kanadı Kırık Kuşlar) karakterler gibi hissediyorum kendimi bazen. Hayatın olağan akışında, kendi özelinde travması az, dünyada ve ülkede olanlardan yorgun ve kırgın... En çok da kafası karışık.

15 Ocak 2017 Pazar

KADER

İlk hamileliği düşükle sonuçlanmıştı. Üniversiteye yeni başlamış tek kardeşini lenfomadan 2 hafta içinde kaybettikten birkaç ay sonra ikinci kez hamile olduğunu öğrendi. Bu arada, özel okuldan istifa etti, devlete atandı. Bebek şansıyla gelmişti sanki. Yalnız, doktorum yaptığı hesaplara göre bebeğin doğumu dayısının ilk ölüm yıldönümü tarihine yakındı, belki birkaç gün, belki bir hafta ara.

Biraz normal doğum korkusundan, biraz da kardeşinin öldüğü gün doğum yapmaktan korktuğu için sezaryenle karar kıldı. 11 Ocak 2017 için gün alındı. 9 Ocak olmasın da, ne olursa olsundu zaten.

Sabah kalktı, eşi işe gittikten bir süre sonra camda bir karaltı fark etti. Eve girmeye çalışan hırsızla burun buruna geldi. Korkusundan suyu geldi ve acilen sezaryenle alındı. 9 Ocak 2017, saat 11.30'da C. dünyaya geldi, sadece dayısının öldüğü günde doğmakla kalmadı, doğduğu saat de onun ölüm saatiydi!

Yukarıda yazdıklarım, bir kitapta ya da filmde olsaydı, "Ne de abartmışlar, tesadüfün böylesi de olmaz ki, fazla zorlama!" gibi yorumları yapanlardan olurdum büyük ihtimalle.Geçen yıl kendi doğum günümden bir gün sonra bu ölüm haberini almıştık yolda. Arkamdan gelen otomobilin korunmasıyla kenara geçmeyi akıl edinebilmiştim. Tanışmadığım halde, genç bir ölüm çok etkilemişti beni.

Kardeşimin eşi, enişte diyemiyorum, benim de biyolojik olmayan kardeşim O., amca oldu. Yeğeni C., işte tam da, bu tesadüfle doğdu. Kuzenim de, anneannemin cenazesinde anne olacağını öğrenmişti. Bizim dışımızda gelişiyor hayatın akışı çoğu zaman. Bazen, kaderi zorlayıp akışını değiştirmeye çalışsak da, bir yere kadar yapabilmeye gücümüz var. Daha ötesi yok!

KADER

İlk hamileliği düşükle sonuçlanmıştı. Üniversiteye yeni başlamış tek kardeşini lenfomadan 2 hafta içinde kaybettikten birkaç ay sonra ikinci kez hamile olduğunu öğrendi. Bu arada, özel okuldan istifa etti, devlete atandı. Bebek şansıyla gelmişti sanki. Yalnız, doktorum yaptığı hesaplara göre bebeğin doğumu dayısının ilk ölüm yıldönümü tarihine yakındı, belki birkaç gün, belki bir hafta ara.

Biraz normal doğum korkusundan, biraz da kardeşinin öldüğü gün doğum yapmaktan korktuğu için sezaryenle karar kıldı. 11 Ocak 2017 için gün alındı. 9 Ocak olmasın da, ne olursa olsundu zaten.

Sabah kalktı, eşi işe gittikten bir süre sonra camda bir karaltı fark etti. Eve girmeye çalışan hırsızla burun buruna geldi. Korkusundan suyu geldi ve acilen sezaryenle alındı. 9 Ocak 2017, saat 11.30'da C. dünyaya geldi, sadece dayısının öldüğü günde doğmakla kalmadı, doğduğu saat de onun ölüm saatiydi!

Yukarıda yazdıklarım, bir kitapta ya da filmde olsaydı, "Ne de abartmışlar, tesadüfün böylesi de olmaz ki, fazla zorlama!" gibi yorumları yapanlardan olurdum büyük ihtimalle.Geçen yıl kendi doğum günümden bir gün sonra bu ölüm haberini almıştık yolda. Arkamdan gelen otomobilin korunmasıyla kenara geçmeyi akıl edinebilmiştim. Tanışmadığım halde, genç bir ölüm çok etkilemişti beni.

Kardeşimin eşi, enişte diyemiyorum, benim de biyolojik olmayan kardeşim O., amca oldu. Yeğeni C., işte tam da, bu tesadüfle doğdu. Kuzenim de, anneannemin cenazesinde anne olacağını öğrenmişti. Bizim dışımızda gelişiyor hayatın akışı çoğu zaman. Bazen, kaderi zorlayıp akışını değiştirmeye çalışsak da, bir yere kadar yapabilmeye gücümüz var. Daha ötesi yok!

5 Ocak 2017 Perşembe

SERZENİŞ DEĞİL


Bu bir serzeniş yazısı değil.

Yeni yıl önce sağlık dileğiyle girmiştim. Minnoş gece kötü olunca sabahı beklemeden hastaneye yatırıldı. 31 Aralık ve 1 Ocak gecelerini orada geçirdi, 2 Ocak'ta da çıkamayacaktı ama her zaman gittiği doktorun araya girmesiyle çıkabildi.

O çıkınca o kadar ferahladık ki, annemin ve iki kardeşimin eşzamanlı acillik olup serum yemeleri, rapor alacak kadar hasta olmaları bile o kadar etkilemedi bizi. Çocuk hastalığı fena. Yetişkini de ruhen hasta ediyor. Görünürde en sağlam benim ama dişçiye git, kulağın uğuldasın, boynun tutulsun ne kadar iyi olunursa.

Başta da yazdığım gibi bu bir serzeniş yazısı değil. Minnoş hastanedeyken, bunalmasın diye koridorda gezdirdim. O esnada, elimden tutup içinde park ve kütüphanenin de olduğu, oyuncak ve süs dolu bir koridora soktu beni. Yılbaşı süslerinden birimin adını görmemişim, onkoloji servisine girmişiz. Orada belki de tüm özel günlerini (biz sadece yılbaşı ve babamın doğum gününü geçirmişken) hastanede geçirenlerin varlığı daha çok dank etti bana. Eve döndükten sonra kardeşimle yazışırken (sesi çıkmayınca mecburrrren) orada yatan 3 yaşındaki bir çocuğun muhtar aracılığıyla çıktığı gazete haberini yolladı bana. İşsiz babası ve kanserle mücadele zorunluluğu, para toplama kampanyası.

Bir yandan daha kötüyü görüp haline şükretmek. Bu bencillik mi hala emin değilim. Öte yandan, bir nebze de olsa birilerine iyilik edebilme fırsatının ayağınıza gelmesi. Gerçekten ihtiyacı olan birilerine ulaşmak öyle zor ki! ( Burada C.nin de kulağını çınlatayım!) Benim son ev taşımada eşyalarımı verdiğim bir aileyle ilgili böyle bir yaram da var ayrıca!

Sağlıklı günler!!!


SERZENİŞ DEĞİL


Bu bir serzeniş yazısı değil.

Yeni yıl önce sağlık dileğiyle girmiştim. Minnoş gece kötü olunca sabahı beklemeden hastaneye yatırıldı. 31 Aralık ve 1 Ocak gecelerini orada geçirdi, 2 Ocak'ta da çıkamayacaktı ama her zaman gittiği doktorun araya girmesiyle çıkabildi.

O çıkınca o kadar ferahladık ki, annemin ve iki kardeşimin eşzamanlı acillik olup serum yemeleri, rapor alacak kadar hasta olmaları bile o kadar etkilemedi bizi. Çocuk hastalığı fena. Yetişkini de ruhen hasta ediyor. Görünürde en sağlam benim ama dişçiye git, kulağın uğuldasın, boynun tutulsun ne kadar iyi olunursa.

Başta da yazdığım gibi bu bir serzeniş yazısı değil. Minnoş hastanedeyken, bunalmasın diye koridorda gezdirdim. O esnada, elimden tutup içinde park ve kütüphanenin de olduğu, oyuncak ve süs dolu bir koridora soktu beni. Yılbaşı süslerinden birimin adını görmemişim, onkoloji servisine girmişiz. Orada belki de tüm özel günlerini (biz sadece yılbaşı ve babamın doğum gününü geçirmişken) hastanede geçirenlerin varlığı daha çok dank etti bana. Eve döndükten sonra kardeşimle yazışırken (sesi çıkmayınca mecburrrren) orada yatan 3 yaşındaki bir çocuğun muhtar aracılığıyla çıktığı gazete haberini yolladı bana. İşsiz babası ve kanserle mücadele zorunluluğu, para toplama kampanyası.

Bir yandan daha kötüyü görüp haline şükretmek. Bu bencillik mi hala emin değilim. Öte yandan, bir nebze de olsa birilerine iyilik edebilme fırsatının ayağınıza gelmesi. Gerçekten ihtiyacı olan birilerine ulaşmak öyle zor ki! ( Burada C.nin de kulağını çınlatayım!) Benim son ev taşımada eşyalarımı verdiğim bir aileyle ilgili böyle bir yaram da var ayrıca!

Sağlıklı günler!!!