6 Temmuz 2015 Pazartesi

YERLEŞİK DÜZEN

Nihayet eşyaları yerlestirip rahat bir nefes aldim. Dün anneannemi de ziyarete gidebildik. Uzun zamandır kafam ve bedenimin yorgunluğu, tüm yapilacaklar halledilince sinyallerini verdi. Sırtımın sol köşesinde inanilmaz bir ağrıyla uyandım bu sabah.

Oysa sabah kalkıp okul, Mal Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü ve banka işlemlerinin tümünü aynı gün bitirmeyi planlamıştım. Tek yapabildiğim anne ve babamın yardımıyla kalanları toparladıktan sonra bankaya gidebilmek oldu!

Sonrasında da Minnoş, kardeşlerim ve eşleriyle şu güzel manzara eşliğinde keyif yapmak:) Denizi özlemişim, aile saadeti de iyi geldi. Hatta bu gece Minnoş'layim. Uyuyor, henüz haberi yok:)

YERLEŞİK DÜZEN

Nihayet eşyaları yerlestirip rahat bir nefes aldim. Dün anneannemi de ziyarete gidebildik. Uzun zamandır kafam ve bedenimin yorgunluğu, tüm yapilacaklar halledilince sinyallerini verdi. Sırtımın sol köşesinde inanilmaz bir ağrıyla uyandım bu sabah.

Oysa sabah kalkıp okul, Mal Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü ve banka işlemlerinin tümünü aynı gün bitirmeyi planlamıştım. Tek yapabildiğim anne ve babamın yardımıyla kalanları toparladıktan sonra bankaya gidebilmek oldu!

Sonrasında da Minnoş, kardeşlerim ve eşleriyle şu güzel manzara eşliğinde keyif yapmak:) Denizi özlemişim, aile saadeti de iyi geldi. Hatta bu gece Minnoş'layim. Uyuyor, henüz haberi yok:)

1 Temmuz 2015 Çarşamba

TAŞINMA KONUSU

Malum şehir değiştiriyorum. Günlerdir koliler, vakumlu poşetler, çöp poşetleri evde benden çok yer kaplıyor.

ŞİMDİLİK ailemin yanına taşınacağım için büyük parçaları elden çıkarıp kişisel eşyalarım ve yorgan, yastık gibi tekstil ürünlerinin yanısıra demonte birkaç parçayı da götürmeye, otomobille taşımaya karar verdim. Nakliye aracı, bu kadar eşyaya tüm ev parası istiyor çünkü. Ama bir yandan da otomobile sığamayacak kadar koli birikirmişim. Başta dayım geleceğini söyledi, anneannem iyi değil diye onu eledik. Kardeşlerimin eşleri 2 ayrı araçla gelecekti, sınav görevi engel oldu. Minibüs bulduk, günü uymadı.
Başka bir aileyle ortak taşımada da gün uymadı, bir de görevlinin senli benli konuşmasına ifrit oldum baştan. Böyle de bir takıntım var belki saçma ama! En son yine ihale dayıma kaldı. Neyse, habire poşetten koliye, koliden vakumluya aktarıp sığdırma planları yapıyorum günlerdir. Bir kısmını hesaplı diye PTT Kargo ile göndermeyi planlıyorum. Nette yorumları okudukça sağlam teslimat konusunda soru işaretleri doluyum oysa.

Eşyalar yığın oluşturdukca, biriktirmeyip atmaya çalışsam da, atamadığım o.kadar çok şey var ki! Öğretmenliğimin ilk yıllarından ders programını bile saklamışım. Yuh çektim kendime. Evden eve bir sürü taşındım, bir sürü eledigimi sanmışım ama durum bu kadar vahim. Bir karavanda yaşamaya ya da bir kaplumbağa olmaya deli gibi özeniyorum. Normalde 1 günde ev toplayabiliyorken bu kez araç sıkıntısı canıma okudu. Bir de biriktirdiklerim tabii.

TAŞINMA KONUSU

Malum şehir değiştiriyorum. Günlerdir koliler, vakumlu poşetler, çöp poşetleri evde benden çok yer kaplıyor.

ŞİMDİLİK ailemin yanına taşınacağım için büyük parçaları elden çıkarıp kişisel eşyalarım ve yorgan, yastık gibi tekstil ürünlerinin yanısıra demonte birkaç parçayı da götürmeye, otomobille taşımaya karar verdim. Nakliye aracı, bu kadar eşyaya tüm ev parası istiyor çünkü. Ama bir yandan da otomobile sığamayacak kadar koli birikirmişim. Başta dayım geleceğini söyledi, anneannem iyi değil diye onu eledik. Kardeşlerimin eşleri 2 ayrı araçla gelecekti, sınav görevi engel oldu. Minibüs bulduk, günü uymadı.
Başka bir aileyle ortak taşımada da gün uymadı, bir de görevlinin senli benli konuşmasına ifrit oldum baştan. Böyle de bir takıntım var belki saçma ama! En son yine ihale dayıma kaldı. Neyse, habire poşetten koliye, koliden vakumluya aktarıp sığdırma planları yapıyorum günlerdir. Bir kısmını hesaplı diye PTT Kargo ile göndermeyi planlıyorum. Nette yorumları okudukça sağlam teslimat konusunda soru işaretleri doluyum oysa.

Eşyalar yığın oluşturdukca, biriktirmeyip atmaya çalışsam da, atamadığım o.kadar çok şey var ki! Öğretmenliğimin ilk yıllarından ders programını bile saklamışım. Yuh çektim kendime. Evden eve bir sürü taşındım, bir sürü eledigimi sanmışım ama durum bu kadar vahim. Bir karavanda yaşamaya ya da bir kaplumbağa olmaya deli gibi özeniyorum. Normalde 1 günde ev toplayabiliyorken bu kez araç sıkıntısı canıma okudu. Bir de biriktirdiklerim tabii.

20 Haziran 2015 Cumartesi

TAYİN

Tayinim çıktı. Zonguldak yolları göründü. Doğru mu yanlış mı diye deneyip göreceğim. 

Yıllar sonra memleketine dönen gurbetçi ruh halinde, taşınma ve tüm abonelikleri kapatma, yeni bir iş ortamına alışma, yıllar sonra aileyle yaşama, sıkılırsam ev tutma gibi bir sürü deneyim brkliyor beni.

TAYİN

Tayinim çıktı. Zonguldak yolları göründü. Doğru mu yanlış mı diye deneyip göreceğim. 

Yıllar sonra memleketine dönen gurbetçi ruh halinde, taşınma ve tüm abonelikleri kapatma, yeni bir iş ortamına alışma, yıllar sonra aileyle yaşama, sıkılırsam ev tutma gibi bir sürü deneyim brkliyor beni.

17 Haziran 2015 Çarşamba

KAFAM BİNBEŞYÜZ!

Hocam, yazın tez çalışmak istemediği için savunmam yeni öğretim yılı başına kaldı. Yazın hem tezi rötuşlamam, eksik kısımların yanında bir de makale çıkarmam gerek.

Bunlar yetmiyormuş gibi geçen seneki ikilemim yine hortladı. İl dışı tayinlerin başlamasına sayılı günler kaldığından beri uykusuzum. Tayin dönemi bitti, durumum değişmedi. Doktora bitene kadar burada kalıp sonra tek hamlede ve kalici olarak taşınmak en makul fikirdi önceleri ama lojmanda kalma süremin dolması, burada da taşınma ihtimalini ortaya çıkardı. Abartısız 20 yıldır, lojmanı farklı isimlere tahsis ettirip oturan meslektaş ve komşularım var aynı binada ve yine süreleri bitti. Benim çıkma ihtimalim var ama onların yine yok nedense!

Düne kadar sabahın ilk saatleri, geçenin körü demeden ailemle defalarca konuşup en son burada kalna fikrim ağır basıyordu. Üniversiteye yskin olmak, tek başına yaşama alışkanlığı, Zonguldak'ta açılan
okulların cazip olmaması gibi sebepler sanki artı taraftı. Lojman olmazsa eve çıkarım, belki delilik edip krediyle ev almaya kalkarım
diye bile düşündüm. Arada, okullar cazip diye Ege kıyılarına tayin isteme fikrim bile doğdu ki, kopma noktamdı!

Öğle saatletinde saat 2 civarı idareyle lojmanı konuşurken birden sinir oldum birilerinin el altından kayrilmasina, mücadele edesim gelnedi ve eve yakın bir okulu yazıverdim. Biraz kaderci olmak geldi içimden o anda. Çıkarsa da, çıkmazsa da. O kadar çok kafa patlattım ki süreçte, devrelerim yanmak üzereydi. Okul ilkokul, yıllardır lisedeyim,sınıf öğretmenlerini genelde çocuksu ve uyuz bulurum, buna rağmen yaptım tercihi.

Gün boyu kafa dağıtmaya çalıştım, eve gelince yine hüzün çöktü, taşınma fikri şimdiden yordu. Bu kafa karışıklığıyla banyoya girince gördüğüm manzaraysa şaşırttı. Banyo camından giren güvercin ya da güvercinler özenle pislemişti tüm banyoma! Şans mıdır, akşam akşam temizlik derdi midir bilemedim!

KAFAM BİNBEŞYÜZ!

Hocam, yazın tez çalışmak istemediği için savunmam yeni öğretim yılı başına kaldı. Yazın hem tezi rötuşlamam, eksik kısımların yanında bir de makale çıkarmam gerek.

Bunlar yetmiyormuş gibi geçen seneki ikilemim yine hortladı. İl dışı tayinlerin başlamasına sayılı günler kaldığından beri uykusuzum. Tayin dönemi bitti, durumum değişmedi. Doktora bitene kadar burada kalıp sonra tek hamlede ve kalici olarak taşınmak en makul fikirdi önceleri ama lojmanda kalma süremin dolması, burada da taşınma ihtimalini ortaya çıkardı. Abartısız 20 yıldır, lojmanı farklı isimlere tahsis ettirip oturan meslektaş ve komşularım var aynı binada ve yine süreleri bitti. Benim çıkma ihtimalim var ama onların yine yok nedense!

Düne kadar sabahın ilk saatleri, geçenin körü demeden ailemle defalarca konuşup en son burada kalna fikrim ağır basıyordu. Üniversiteye yskin olmak, tek başına yaşama alışkanlığı, Zonguldak'ta açılan
okulların cazip olmaması gibi sebepler sanki artı taraftı. Lojman olmazsa eve çıkarım, belki delilik edip krediyle ev almaya kalkarım
diye bile düşündüm. Arada, okullar cazip diye Ege kıyılarına tayin isteme fikrim bile doğdu ki, kopma noktamdı!

Öğle saatletinde saat 2 civarı idareyle lojmanı konuşurken birden sinir oldum birilerinin el altından kayrilmasina, mücadele edesim gelnedi ve eve yakın bir okulu yazıverdim. Biraz kaderci olmak geldi içimden o anda. Çıkarsa da, çıkmazsa da. O kadar çok kafa patlattım ki süreçte, devrelerim yanmak üzereydi. Okul ilkokul, yıllardır lisedeyim,sınıf öğretmenlerini genelde çocuksu ve uyuz bulurum, buna rağmen yaptım tercihi.

Gün boyu kafa dağıtmaya çalıştım, eve gelince yine hüzün çöktü, taşınma fikri şimdiden yordu. Bu kafa karışıklığıyla banyoya girince gördüğüm manzaraysa şaşırttı. Banyo camından giren güvercin ya da güvercinler özenle pislemişti tüm banyoma! Şans mıdır, akşam akşam temizlik derdi midir bilemedim!

6 Haziran 2015 Cumartesi

EV KUŞU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Bugün televizyonda gezinirken, oyuncu Ayşenur Şamlıoğlu'nun evine konuk olunan Ev Kuşu programına rastladım. Sunucu Evrim Akın, önce Gazeteciluk, sonra da Mimarlık bölümlerini yarım bırakıp konservatuar mezunu olan evsahibibin bu durumuna vurgu yaptı. Şamlıoğlu da, yurtdışında insanların 2 yıl Sosyoloji, 2 yıl Psikoloji falan okuduklarını, bunun zenginlik olduğunu belirtti. Bizde, diplomanın havalı bulunduğunu da ekleyerek.

Aramızda gerçekten bir yaklaşım farkı olduğu muhakkak Batı toplumuyla. Eğitimli olmak, herhangi bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olmaktan çok, daha iyi maddi imkanlara sahip olabilmek, daha nitelikli işler bulabilmek, sırtımızı sağlama almak demek bizde. Ya tuzunuz çok kuru olmalı ya da ne istediğinizi çok iyi bilip işsiz kalmayı da göze alıp canınızın çektiği eğitimi almalısınız. Ülkece ekonomik koşullarımız böyle olasılıklar sunuyor bize döngünün dışına çıkmadıkça.

Üniversite sınavlarının yaklaştığı bu günlerde, yine milyon kişi sınava girecek, yine o kadar ebeveyn sırf işsiz kalmasın diye onları belki sevmeden okuyacakları bölümlere yönlendirecek. Dershane ve okullardaki öğretmenler de, aynı duyarlılıkta (!) seçimlere yöneltecek. Umarım bir gün öyle bir ülke oluruz ki, kaygılarımız arzularımıza baskın çıkmaz.




EV KUŞU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Bugün televizyonda gezinirken, oyuncu Ayşenur Şamlıoğlu'nun evine konuk olunan Ev Kuşu programına rastladım. Sunucu Evrim Akın, önce Gazeteciluk, sonra da Mimarlık bölümlerini yarım bırakıp konservatuar mezunu olan evsahibibin bu durumuna vurgu yaptı. Şamlıoğlu da, yurtdışında insanların 2 yıl Sosyoloji, 2 yıl Psikoloji falan okuduklarını, bunun zenginlik olduğunu belirtti. Bizde, diplomanın havalı bulunduğunu da ekleyerek.

Aramızda gerçekten bir yaklaşım farkı olduğu muhakkak Batı toplumuyla. Eğitimli olmak, herhangi bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olmaktan çok, daha iyi maddi imkanlara sahip olabilmek, daha nitelikli işler bulabilmek, sırtımızı sağlama almak demek bizde. Ya tuzunuz çok kuru olmalı ya da ne istediğinizi çok iyi bilip işsiz kalmayı da göze alıp canınızın çektiği eğitimi almalısınız. Ülkece ekonomik koşullarımız böyle olasılıklar sunuyor bize döngünün dışına çıkmadıkça.

Üniversite sınavlarının yaklaştığı bu günlerde, yine milyon kişi sınava girecek, yine o kadar ebeveyn sırf işsiz kalmasın diye onları belki sevmeden okuyacakları bölümlere yönlendirecek. Dershane ve okullardaki öğretmenler de, aynı duyarlılıkta (!) seçimlere yöneltecek. Umarım bir gün öyle bir ülke oluruz ki, kaygılarımız arzularımıza baskın çıkmaz.