17 Mart 2015 Salı

SOKAKTAKİ İHMALİN GETİRDİĞİ VAHŞET

Blog yazarları arasında sokakta hayranlar olsun mu, olmasın mı tartışması yaşanırken burnumun dibindeki olay son noktayı koydu. Köpekleri beslemek üzere onlara et vermeye çalışan genç kadın, sokak köpekleri tarafından parçalandı.

Bu bölgede bu kadar köpek oldugunu kar her yeri bastırana, tatile neden olana kadar fark etmemiştim. Bir de, etrafımda kopeklerle ilgili kaygıları tavan yapan arkadaşlarım olmasa belki bu kadar gözüme batmayacaktı. Hayvanları okşayabilme, tüylerine dokunabilme konusunda mesafemi yıkmaya çalışan biri olamasam da, onlarla ilişkim zarar vermeme ve korkup kaçmama üzerine kurulu kendimi bildim bileli. 

Ama!

Bu son olay, bu kadar yakında olunca köpeklerden korktuğu için otobüsten inip evine kadar ki mesafeyi taksiylet kat eden ya da netten köpeksavar sipariş eden arkadaşlarımın kaygılarının boşa olmadığını görüyorum. Onlara zarar verme niyetiyle değil besleme amacıyla yaklaşan birine böyle vahşice saldıracak düzeye getirdiysek bu hayvanları, birşeyleri eksik ve yanlış yaptık demektir. Aç kalmalarına, üşümelerine, devşirildikleri kurt refleksiyle davranmalarına umursamaz tavrımız, nasılsa bir yolunu bulup yaşarlar anlayışımız neden olmuştur bu olaya. 

Özetle, sokakta zaten var olanları katletmemeli, barınaklara hapsetmemeli ama denetimsiz, yiyeceksiz, aşısız, gözetimsiz bırakmamalı yerel yönetimler. Yeni sokak hayvanlarının üreyip durmasını da engellemeli!

SOKAKTAKİ İHMALİN GETİRDİĞİ VAHŞET

Blog yazarları arasında sokakta hayranlar olsun mu, olmasın mı tartışması yaşanırken burnumun dibindeki olay son noktayı koydu. Köpekleri beslemek üzere onlara et vermeye çalışan genç kadın, sokak köpekleri tarafından parçalandı.

Bu bölgede bu kadar köpek oldugunu kar her yeri bastırana, tatile neden olana kadar fark etmemiştim. Bir de, etrafımda kopeklerle ilgili kaygıları tavan yapan arkadaşlarım olmasa belki bu kadar gözüme batmayacaktı. Hayvanları okşayabilme, tüylerine dokunabilme konusunda mesafemi yıkmaya çalışan biri olamasam da, onlarla ilişkim zarar vermeme ve korkup kaçmama üzerine kurulu kendimi bildim bileli. 

Ama!

Bu son olay, bu kadar yakında olunca köpeklerden korktuğu için otobüsten inip evine kadar ki mesafeyi taksiylet kat eden ya da netten köpeksavar sipariş eden arkadaşlarımın kaygılarının boşa olmadığını görüyorum. Onlara zarar verme niyetiyle değil besleme amacıyla yaklaşan birine böyle vahşice saldıracak düzeye getirdiysek bu hayvanları, birşeyleri eksik ve yanlış yaptık demektir. Aç kalmalarına, üşümelerine, devşirildikleri kurt refleksiyle davranmalarına umursamaz tavrımız, nasılsa bir yolunu bulup yaşarlar anlayışımız neden olmuştur bu olaya. 

Özetle, sokakta zaten var olanları katletmemeli, barınaklara hapsetmemeli ama denetimsiz, yiyeceksiz, aşısız, gözetimsiz bırakmamalı yerel yönetimler. Yeni sokak hayvanlarının üreyip durmasını da engellemeli!

13 Mart 2015 Cuma

RENKLİ TELEVİZYON

13 Mart 1985.
Tam 30 yıl önce, bizim eve renkli televizyon girmişti. Siyah- beyaz izlediğimiz reklamları, şekerlerin gerçek rengini görmenin heyecanını hatırlıyorum. Kıyafetlerin rengini tahmin etmek yerine gerçeğinin görmenin heyecanı...

O günlerden bugüne, bilgisayar, net, cep telefonu, akıllı telefon gibi nice yenilik, nice teknoloji girdi hayatımıza. Her teknolojik gelismeyi ucundan kıyısından yakaladık biz 70lerin sonu ya da 80lerin başında doğanlar. Diğer kuşaklardan farklı olan yanımız, çocukluğumuz, ergenliğimiz. gençliğimiz ve yetiskinliğimiz hep bir teknolojik gelişmeyle özdeşleşti. Sizi bilmem ama belki çocuk saflığından, hiçbiri renkli televizyon kadar heyecan vermedi.

RENKLİ TELEVİZYON

13 Mart 1985.
Tam 30 yıl önce, bizim eve renkli televizyon girmişti. Siyah- beyaz izlediğimiz reklamları, şekerlerin gerçek rengini görmenin heyecanını hatırlıyorum. Kıyafetlerin rengini tahmin etmek yerine gerçeğinin görmenin heyecanı...

O günlerden bugüne, bilgisayar, net, cep telefonu, akıllı telefon gibi nice yenilik, nice teknoloji girdi hayatımıza. Her teknolojik gelismeyi ucundan kıyısından yakaladık biz 70lerin sonu ya da 80lerin başında doğanlar. Diğer kuşaklardan farklı olan yanımız, çocukluğumuz, ergenliğimiz. gençliğimiz ve yetiskinliğimiz hep bir teknolojik gelişmeyle özdeşleşti. Sizi bilmem ama belki çocuk saflığından, hiçbiri renkli televizyon kadar heyecan vermedi.

7 Mart 2015 Cumartesi

KA- DIN

Yarının Dünya Kadınlar Günü (aslında emekçi kadınlar!) olması dolayısıyla, eli kalem tutan, ağzı laf yapan, düşünmeye zahmet eden herkesin yazacak birkaç satırı, edecek birkaç kelamı ve üretecek fikri olacak bol bol. 9 Mart olduğunda ise, gündemimiz değişiverecek, nasılsa dünyada özellikle bu ülkede sık sık değişiverdiği gibi. 

         O yüzden, geçen yıl yazdığım şu yazıda olduğu gibi, kadın olduğumuz için cezalı ve mazlum hissettirmeyen mutlu azınlıktan sayılmamı sağlayan aileme teşekkür etmek, aynı şansa sahip olmayanları görüp halime şükredebilmekten utanmak dışında bir şey yapmak gelmiyor içimden.

KA- DIN

Yarının Dünya Kadınlar Günü (aslında emekçi kadınlar!) olması dolayısıyla, eli kalem tutan, ağzı laf yapan, düşünmeye zahmet eden herkesin yazacak birkaç satırı, edecek birkaç kelamı ve üretecek fikri olacak bol bol. 9 Mart olduğunda ise, gündemimiz değişiverecek, nasılsa dünyada özellikle bu ülkede sık sık değişiverdiği gibi. 

         O yüzden, geçen yıl yazdığım şu yazıda olduğu gibi, kadın olduğumuz için cezalı ve mazlum hissettirmeyen mutlu azınlıktan sayılmamı sağlayan aileme teşekkür etmek, aynı şansa sahip olmayanları görüp halime şükredebilmekten utanmak dışında bir şey yapmak gelmiyor içimden.

3 Mart 2015 Salı

BLOG ANALİZİM VE CERENMUS

             Sanal ortamda paylaşımda bulunduğum kimseyi, banal ortamda da arkadaşım diye tanımlamayan bir bünyem var. Yalnız, blog yazmak arkadaşlıktan da farklı bir mertebede kaynaştırıyor sanki bizleri. Yakınlarımıza açmayıp, köşe bucak sakladığımız günlüklerimizi gönüllü olarak çarşaf çarşaf seriyoruz birbirimizin önüne. Bu yüzden, gerçek dünyadaki arkadaşlarımızla paylaştığımızdan daha farklı, daha kendimize özgü kurguladığımız bir dünya kurmuş gibiyiz. Yine gerçeklerimizle buradayız ama ne kadar açmak istersek kendimizi o kadar açtığımız bir dünya bu. Jestlerle, mimiklerle, tonlama ve vurgularımızla ifşa olmadığımız, kendimizi açmak istediğimiz kadar açtığımız...
          
          Daha önce ortak dersler almamıza rağmen, bu  platformda tanıştığım/tanıdığım ve tanıdığım kadarını yakın bulduğum insanlar var hepimiz gibi. Onlardan birinin doğum günü bugün. Kendisi şimdi tatilde ve sosyal ortamlardan biraz uzakta. O paylaşmadan fevri davranıp kutlamak istedim. Tüm sevdiklerinle nice yıllara Cerenmus:)  



BLOG ANALİZİM VE CERENMUS

             Sanal ortamda paylaşımda bulunduğum kimseyi, banal ortamda da arkadaşım diye tanımlamayan bir bünyem var. Yalnız, blog yazmak arkadaşlıktan da farklı bir mertebede kaynaştırıyor sanki bizleri. Yakınlarımıza açmayıp, köşe bucak sakladığımız günlüklerimizi gönüllü olarak çarşaf çarşaf seriyoruz birbirimizin önüne. Bu yüzden, gerçek dünyadaki arkadaşlarımızla paylaştığımızdan daha farklı, daha kendimize özgü kurguladığımız bir dünya kurmuş gibiyiz. Yine gerçeklerimizle buradayız ama ne kadar açmak istersek kendimizi o kadar açtığımız bir dünya bu. Jestlerle, mimiklerle, tonlama ve vurgularımızla ifşa olmadığımız, kendimizi açmak istediğimiz kadar açtığımız...
          
          Daha önce ortak dersler almamıza rağmen, bu  platformda tanıştığım/tanıdığım ve tanıdığım kadarını yakın bulduğum insanlar var hepimiz gibi. Onlardan birinin doğum günü bugün. Kendisi şimdi tatilde ve sosyal ortamlardan biraz uzakta. O paylaşmadan fevri davranıp kutlamak istedim. Tüm sevdiklerinle nice yıllara Cerenmus:)  



1 Mart 2015 Pazar

BAHARRRRR

Resmi olarak baharın geldiğini,  ders çalışmaya başlamadan önce üniversite kampüsü içindeki yapay bir göle nazır kahvaltı ederken idrak ettim bugün. Karasal iklime rağmen bahara yakışır bir gün bugün. Sabahın köründe saatten önce sisli bir güne uyanmamıza rağmen, devamında güneşin gulet yüzünü gösterdiği, baharın geldiğini dannnkkk ettiren bir gün. Başı gibi sisli puslu değil, sıcak gelismelere gebe olsun bahar hepimiz için.

BAHARRRRR

Resmi olarak baharın geldiğini,  ders çalışmaya başlamadan önce üniversite kampüsü içindeki yapay bir göle nazır kahvaltı ederken idrak ettim bugün. Karasal iklime rağmen bahara yakışır bir gün bugün. Sabahın köründe saatten önce sisli bir güne uyanmamıza rağmen, devamında güneşin gulet yüzünü gösterdiği, baharın geldiğini dannnkkk ettiren bir gün. Başı gibi sisli puslu değil, sıcak gelismelere gebe olsun bahar hepimiz için.