9 Aralık 2017 Cumartesi

ART ARDA


Geçtiğimiz gün Ayla filminin gerçek kahramanı Süleyman Dilbirliği bir süredir yoğun bakımda olduğu hastanede, daha 24 saat geçmeden 8 Aralık sabahı eşi de evinde vefat etmiş. Ben adamın ölüm haberini alınca, dün yani 8 Aralık sabahı erkenden uyanmama sinir olmuş, nette biraz gazete okumuştum ama eşinin ölümü daha haber olmamıştı. Ne hikmetse, eşi de uzun yaşamış falan diye düşünmüştüm, yaşını bilmeden filme göre hesap yapmaya çalışmıştım falan. Böyle de boş uğraşlarım var, yazarken daha çok farkına varıyor insan.

Neyse, konuyu dağıttım. Gece kardeşim Whatsapp'tan yazmış eşinin de öldüğünü. Biz, farklı zamanlarda 3 kardeş de filmi izlediğimiz için bir nevi ortak gündem oldu bu film de. (Aile Arasında'yı beraber izledik, biraz kafa dağıtalIm diye).

Kardeşim, bir aile dostumuzun da aynı şekilde eşiyle art arda öldüğünü, uzun evliliklerde böyle olduğunu da yazmıştı. Eş ölümü, yas skalasında en üstte belki ama çok sevdiği insanların ardından herkes yaşama devam etme gücü bulamıyor her zaman ya da "kader" denen şey o kadar girift ki bizim anlayamayacağımız kadar yaşam çizgilerini bu kadar bağlıyor insanların. Filmi izleyenler bilir, adamın daha haberi yokken kadının neler hissettiğini, sonrasında olanları. "Eceli gelmiş!" diyerek anlaşılamıyor sanki bazı şeyler.

4 yorum:

  1. İçim burkuldu okuyunca, dün ya da evvelsi gün gazetede okumuştum, eşi de ardından gitmiş sanki beni de al der gibi...gerçek sevgi böyle oluyor bence, millet 3 ay evli kalıp boşanıyor, 5 kere evleniyor olmuyor, bir de böyle ömürlük sevgiler var ki, çok hayran oluyorum, mekanları cennet olsun..:((

    YanıtlaSil
  2. Hayatın çok garip bir matematiği var. Ardından ölmeyince daha az sevmiyorsun belki ama böylesi de düşündürüyor sevginin derinliği hakkında.

    YanıtlaSil
  3. Ben muhabbet kuşlarına benzetiyorum böyle yakın arayla vefat eden çiftleri, sanki yalnızlığa dayanamamış da bundan sonraki hayatımı yaşamasam da olur, seninle geleyim demiş gibi.. Mekanları cennet olsun.

    YanıtlaSil