16 Mayıs 2017 Salı

ŞEBNEM FERAH'LA BULUŞAMAMA

Geçen hafta yani 10-13 Mayıs arasında Denizli'de kongredeydim. Detay yazarım sonraki yazılarda da, bu kez cidden havanın sıcağı ve yolun uzunluğu çarptı. Bir yanım 19 Mayıs'ta annem de çocuk bakmayacakken onu da alıp bir yerlere götürme arzusunda, bir yanım hala bitkin.

Kongrenin ilk günü gala yemeğine (o kadar para vermişken ilk akşam bir kaynaşma yemeği oluyor kongrelerde, sempozyumlarda falan. O ciddi akademisyenler, genelde sarhoş olup göbek atıyor bu yemekte:) katılmayıp Bahar Şenliği kapsamında Şebnem Ferah konserine gidelim dedik asistan arkadaşlarla. Tez danışmanım, bir tez jürisinde görev alacağı için gelemedi. İki erkek asistan vardı  bizim okuldan tek tanıdığım. 

Denizli Cumhuriyet Başsavcısı'nın ölümü nedeniyle tüm eğlence ve müzik içeren etkinlikler iptal edilince, bizim konser yattı. Bu, Şebnem Ferah'la ölüm nedeniyle 2. buluşamamız. Burada yapacağı bir konsere de gitmeye niyetlenmiştim, şarkıcı annesini kaybedince konser yine iptal edilmişti haliyle. "Şov devam etmeli!" demesini beklemezdim zaten bu duygusal kadının. 

Çekirdek ailesinde büyük ablası hariç herkesi ölümle kaybetmiş biri Şebnem Ferah. 45 yıla o kadar travma, bu kadar üretkenlik getirmiş. "Her şerde bir hayır vardır." dedikleri böyle bir şey mi bilmiyorum. Onun travmaları, bize müthiş şarkılar olarak dönüyor, sadece bildiğim bu. "Kelimeler Yetse" ve " Artık Kısa Cümleler Kuruyorum." kadar sevemesem de yeni albümlerini, 1996'nın ergeni beni vurduğu kadar vuruyor hala müziği, sözleri ve sesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder