7 Ocak 2014 Salı

KARGALARIN BÜLBÜLLERE ZULMÜ




Daha önce, dikkatsizlik nedeniyle sildiğim "Kelime Oyunu, Oyunlara mı Geldi?" yazımda da bahsettiğim gibi, yarışma denince aklına bilgi yarışması gelenlerdenim. Bu durum, televizyonda sadece belgesel izlediğini söyleyenlerin ukalalığından değil yetiştiğim kuşak itibariyle yarışma eşittir bilgi sınama diye öğrenmemden. Uzun zamandır ekranlarda, bilgi yarışmalarıyla yarışır sayıda en iyi sesi, şarkıcıyı seçmeye yönelik yarışma mevcut. Bunları da, sırf meraktan izlemişliğim var. Eleştirmek için bilmek lazım ,değil mi?

Bu yarışmaların, yarışmacıları parlatmak, ortaya iyi sesler çıkarmak gibi bir kaygılarının olmadığı aşikar.  Jüri denilen ünlü isimlerden oluşan insan güruhunun ne kadar nüktedan, hazır cevap ve müzikten anlayan dehalar olduğunu bizlere ispatlama çabası; sanki bu yarışmaların yegane amacı. Jüri üyesi seçme kriterleri, bu saydıklarıma göre yapılınca adamcıkların/kadıncıkların kulaklarımızı o güne kadar nasıl tırmaladıkları göz ardı ediliveriyor. Bu durum da, jüri üyelerinden kat be kat daha iyi sesli, daha yetenekli ve haddini bilen yarışmacılar ortaya çıkarıyor. Bu manzara da, bir grup karganın bülbüllere "Sen detone ve sürtone oldun, bu şarkıda duygunu seyirciye geçiremedin, mikrofonu çok salladın, sahneye tam hakimiyet kuramadın, tizlerde/ peslerde iyi değildin" diye ukalalık yapmasını andırıyor. İnsan önce bir kendine bakar, çuvaldızı da umarım o bet seslerin çıktığı gırtlağa sokar:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder