24 Ocak 2014 Cuma

BABALIK TARZLARI VE BÜYÜKBABAM


23 Ocak, büyükbabamın (babamın babası)  23. ölüm yıldönümüydü. Çok uzak mesafelerde oturmasak da, çok yakın olamadık o yaşarken. Farklı bir ilde oturmasına rağmen, dedem (annemin babası) aramıza hiç mesafe koymadı yaşarken. Dolayısıyla, ikisi arasında hep kıyaslama yaptım çocukluğum boyunca. 

Babamın, kendi babasının babalık tarzına hiç benzemeyen babalık tarzına da hep minnettar oldum. Büyükbabama değil de dedeme benzeyen tarzına. Korku duymadan saygı duyulabileceğini, çocukların da söz hakkı olduğunu, bir birey olduğumuzu, ne yaparsak yapalım anne-babalar tarafından karşılıksız sevilebileceğimizi iyi ki öğrenebildim onların sayesinde. 

Büyükbabamı da anlamaya çalıştım daha küçüklükten beri.Belki kendi büyüklerinden gördüğü sevgi iletme tarzını değiştirememiş, aynen uygulamayı kolay bulmuştu, belki başka türlüsünü bilmiyordu. Torunları olarak bizi sevdiğini bir nebze hissettirir ama tam anlamıyla gösteremezdi. Sevgisini cömertçe göstermeyi bilmiyordu. Öldüğünde, daha çok babam üzülüyor diye üzülmüştüm çocuk aklımla. Hayatının son dönemlerinde, kanser yüzünden yatağa mahkum kaldığında babamı sürekli yanında ister hale gelmişti ve kilo verdikçe huyları çok benzemeyen bu iki adamdan yaşlısı, gencine çok benzemeye başlamıştı. Belki, daha çok yaşama şansı olsaydı oğlu gibi bir baba da olabilirdi, kimbilir! 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder